Fenersiz bir gece yolcusuyum,
Semalar suskun, her yıldız uzak.
Gölgeler peşimde, nefesler soğuk,
Karanlık sükûta bürünmüş, puslu ve tuzak.
Keşke senin fenerin olsaydım,
Bana yeryüzünde kalan nefesle derim ki;
Dünyalar güzelliğine belenmiş sevgilim,
Cennetten süzülen o aheste nefeste,
Kalbinin ışığına belenmiş sevgilim.
Ben mi?
Sabahın ilk ışığında doğmadım,
bir nebi gibi çağrılmadım,
ama toprağın en derin yerinden
bir sızı gibi yükseldim.
Çiy damlaları dokundu yüzüme —
Seni sevmek ezberim oldu,
Her sabah uyanışımda,
Her gece düşüşümde,
Seni düşünmek nefes almak gibi.
Görmek, koklamak tutkum oldu,
Demirparmaklıkların ötesinde,
Bu devran böyle dönmez gardiyan.
Ne söylersen söyle boşuna,
Beni özgürlük kandıramaz gardiyan.
Müebbet alana gelen yokmuş,
Ah benim ruhumun ikizi, ah benim konuşurken saatlerin farkına varamadığım ve en önemlisi konuşmadan, anlatmadan bilen ve okuyan, tâ ruhumun en derinlerini… Ben seni çok sevdim ama seninleyken kendimi hiç sevmedim.
Bu lafı sana defalarca söyledim ve yine söyleyeceğim: Seni sevmek, tüm ruhumla kalbimle insanlık için dua etmek kadar kutsal bende.
Özür dilemek demode artık, söz konusu bizim durumumuz için. Ama sen biliyorsun, seni neden bıraktığımı, hatta belki de benden daha iyi biliyorsun. Seninle arkadaş olabilmek ve hayatının bir köşesinde durmanı o kadar çok isterdim ki…
Ama bu Ankara’ya denizin gelmesi kadar imkânsız. Ben bunun için ne kadar mücadele etsem de olmayacağını en başından biliyordum. Sen benim hem her şeyimsin, hem de hiçbir şeyim.
Gönlüme hançer saplayan
Bu içimi titreten kasvetidir
Yüzümü dehşetle kaplayan
Bu mevsim sonu davetidir
İçimde, rüzgâr bile ayak ucuyla yürüyor.
Gözyaşlarını tutamazsın bazen,
Bir yalan bulur, çıkarsın erkenden.
Sessizce silersin tüm izlerini,
Kimse anlamaz, acı çeken senden.
Bağışla kendini
1.
Bir aşk ki, sanki eski bir masaldı,
Her sözü bir yemin, her bakışı yalandı.
Gözleri düş gibi, kalbi zamansız kaldı,
Elleri yüreğimde, ömür boyu çınladı.
Sevdikçe sararıverir kalbindeki sarmaşıklar,
Ufak tefek olsalar da bir hayli karmaşıklar.
Derbeder olmuş yürekler, ayrılığa alışıklar,
Erken çöken kış akşamında, nerede bu ışıklar?
Her yaprak dökülür, kırık bir feryat gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!