Ders almak istersen, tarihine bakasın
Yurt sevgisini, her şeyden üstün tutasın
Bugünleri veren atalarını sevip sayasın!
Canım, dalım, kızım Merve…
Kurtuluş Savaşı nasıl verilmiş bilenler,
Şu gurbetin kahrını çekemedim,
Derdimi hiç kimseye diyemedim,
Nazlı yar ne haldesin bilemedim,
Bir garip ağlar, yüreğim dağlar…
Birçok olay saçma sapan güldürü,
1980’de öğretmendim garip halimce,
Güzel hayaller kurmuştun kendimce,
Nedense sırrını çözemedim gönlümce,
Aşamadım, Kara Baba Dağı seni…
Sabahta Eğnir Köyü’nden yola çıktım,
Çoğu insan açlık sınırında yaşıyor,
Çekilen çile kader mi diye soruyor,
Emeğimiz artık geçim için yetmiyor,
Alanlara sığmayız, yürüyelim birlikte.
Ulusal bilinci gelişen çabuk uyanır,
Kıraç yerde kökü salmışsın,
Tek başına garip kalmışsın!
Can suyun nerden almışsın?
Söyle bana alıç ağacı.
Botanikçi Hikmet seni sevmiş,
Mart, nisan, mayıs ayında
Bülbül öttü, gülün dalında
Dereye uzak tarla yolunda,
Ozan coştu, bahar gelince!
Hava ısındı, tohum uyandı
Kanadı kırık yaralı kuştur,
Konamaz dallara dallara.
Çiçekten bal yapan arıdır,
Doyamaz ballara ballara…
Ana baba kıymetini bilmeyen,
İki büyük Cihan Savaşı’nı çıkardı,
Çıkarı uğrunda, her değeri yıkardı
İnsanlık karşıtı fiilde yüzü kızardı,
Fitne fesadın yuvası Batı değil mi?
Özgürlük, kardeşlik şalına bürünür
Konya’ya çok yakın, yolu düzdür
Sarayönü’ne bağlı, büyük köydür
Çocukları birer taze gonca güldür,
Gönlüm gitmek ister Kurşunlu’ya!
İpler haşıllanmış sonra burulmuş,
Türk devrimi, özgünlüğünü korudukça
Aksoylar, Üçoklar ölmedi; ölmeyecek…
Demokratik Türkiye özlemi yaşadıkça,
Aksoylar, Üçoklar ölmedi; ölmeyecek…
Ne olur, çiçeklerle süslenmesin kırlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!