Sivrihisar’ın
Hortu Köyü’nden,
Köy imamının oğlu.
Babasından dersler almış,
Medreselerde okumuş,
Akşehir’e yerleşmiş,
Uçsuz bucaksız bozkır
Kıraç topraklar
Orta Anadolu
Ulu bir ırmak
Bozkırın derinliğinden
Çağlayarak akıp gelen
Çırılçıplak üşüyen karlı dağına,
Tarladaki şu yaşlı alıç ağacına!
Omçası kurumuş üzüm bağına,
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
Bu dünyadan kimsesiz göçene,
Çoktandır ortalığı toz duman bürüdü,
Hayırsız oğul, babanın üstüne yürüdü!
Nice güzel ahlaki değerlerimiz çürüdü.
Sevgiyi, saygıyı, insanlığı arar olduk…
Kimse bakmaz artık gariplerin yüzüne,
İşler kızışınca, başlar çalışmaya
Sarılır elindeki biricik kazmaya,
Umutlarını salmış, kıraç tarlaya
Hasat zamanını bekler çiftçiler.
Yüzünde yansıyan üretme tasası,
Bak şu koca dünyaya!
Dönüyor, ha babam durmadan.
Aylar, yıllar birbirini kovalıyor…
Geçip gidiyor ömür.
Yine kar ve yağmurlar yağdı.
Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde,
Özgür, mutlu oynasın çocuklar.
Türkiye’nin şirin her köşesinde,
Özgür, mutlu oynasın çocuklar.
Kaçkar, Aydın, Süphan dağında
Süzgeç Dağı’nı duman bürüse,
Türkmen Kızı obasına yürüse,
Sevdası uğrunda ömrü çürüse,
Kıymetini bilen bulunmaz.
Eline kazmayı alsa çadırı kursa
Kökünü bulan insancıl düşünceden,
Bilimsel, laik, demokratik eğitimdir.
Hızını alan aydınlanmacı felsefeden,
Bilimsel, laik, demokratik eğitimdir.
İnsanın gereksinimini temel bilecek,
Fermanın kar eder mi dağda gezene?
Yakınmaz, söyler türküsünü Dadal’ım.
Yine yol görünmüş, göçebe Türkmen’e
Sızlanmaz, katılır kervana Dadal’ım.
Osmanlı, Avşarları iskâna tabi tutar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!