Bir sabah uyandığında
Silinmiş olacak gecenin hüznü
için açık ve berrak
Dışarda sıcak bir günün başlangıcı
aşk simgesi kırmızı gülün kokusu
ve uçuşu masmavi göklerde
Yasaklanmış duyguların en ucunda
Yum gözlerini
Alışsın karanlığa gecenin.
Bir kuyu ki atıldığımız, öylesine
Sızıyor duvarlarında kan
Gün olacak
Dün'ü anacağız
Ama özlemle değil.
Gün olacak
Yarını kucaklayacağız
Yeni bir gün başlıyor
Kapat gözlerini, dinle dünyayı
Tıka kulağını, seyret
Sermeden ipe unu
Oynamadan üç maymunu
Düşün...
Ne olmak mesele, ne olmamak
Bir kuklayız, kendi gamhanesinde
En iyisi, mümkünse hiç doğmamak
Bir kuru kafayla kapanacaksa perde.
Önce ebeden yedim ilk şaplağı
Daha doğarken aktı gözyaşım
Nereye atıldıysa göbek bağı
Aslanın midesinde ekmeğim,aşım
Sözüm yok
Ne hayvanata
Hele, hele nebata, hiç
Her şey yerli yerinde
Yüce nakkaşın eserinde
Kâh mutsuz
Kâh bahtiyar
Acıyı, neşeyi
Derdi, zevinci
Görüp geçirmiş
Olunacaksa sonunda
Ölsem; ters eser mi rüzgâr ardımdan
bülbül keser mi serenadı gülüne
melekler tanır mı lakabımdan?
vakit gelmişse
karar verilmişse
gün gün daralmakta çember
ve sevda çiçeği solmakta
görmüş,geçirmiş bir dilber
eski aşk hikayelerini
gönül defterinin arasında
kuruttuğu güle bakarak
Her derdin bir devası vardır,derler.
Peki.Devasız dert yokmudur?
.....
Varsa nedir.?