Luna Sera… siyah bir hüzünle
Gözlerin dönerken eski bir zamana
Bilirim, sevmezsin sarı gülleri
Kırık bir cam gibi bakarsın hayata
Ve sustuğunda büyür içimde
Bir şehir yıkılır sessizce
Gözlerin vardı mesela,
Beni görmeyen.
Gülüşün vardı,
Benim yokluğuma denk gelen.
Ben o gün gökyüzünü giydim üstüme,
Bulutlar smokin, içimde gök gürültüsü.
Sen beyaz bir niyetin içinde,
Kapılmıştın büyük bir hayale
Salon süslenmişti…
Bir tatil beldesi, akşamın turuncu suskunluğunda…
Gün batarken deniz mor bir mendil gibi dalgalanıyordu
ve ben yalnız bir şezlongda geçmişi kurcalıyordum.
Tam o sırada…
Geldiler.
Hepsi.
Bugün kalbimde değil,
bir hastane bekleme salonunda oturdum.
Kalbim hâlâ tek sandalyeydi,
ama onlar yine 13 geldiler.
Saat akşam altıydı.
muayene sırası değil,
Saklambaç oynar gibi,
İlk bakışta kaybolur gözlerin.
Bir adım ileri, bir adım geri,
İçimde bir oyun, aradıkça seni.
Saklanırsın bir köşede,
Zühre olmak zor iştir,
bir bakışıyla baharı getirir,
ama kimse bilmez
kaç kış geçmiştir gözlerinin içinden.
Tahir de öyle kolay değil,
Bir gün küsersin,
bir gün susarsın...
Bir bakmışsın gözyaşını tutan da
kahkahanı duyan da
aynı insan olmuş.




-
Metin Kirazlı
Tüm YorumlarMetin Kirazlı – Şiirsel Portre
Metin Kirazlı, şiirlerinde bireysel acıyı evrensel bir dile dönüştüren, modern zamanın kırılganlığını geleneksel şiirsel duyarlılıkla harmanlayan bir şairdir. Kaleminden dökülen her dize, geçmişle bugünü, içsel yalnızlıkla toplumsal gerçeği bir araya getiren bir k ...