sen sevilmemiş olsaydın
sevmezdin bu denli..
hem de çok sevilmişsin besbelli
sevmeseydin bu kadar
ne tebeşirler olurdu elinde
ne balkonun dolardı
Hazanda, yazdan çalma bir güne,
Uyanırken acının baş-şehri
Yepyeni bir gün başlıyor.
Ilkyaz güneşi düşmüş gibi,
Bir ışıltı var,
Ağaçlar gelin gibi süzülürken yamaçlarda
Beydağlarında karlar eriyordu şıpır şıpır
Sanki içimden birşeyler eriyordu
masmavi denizin ışıklarını seyrediyordum.
Allahım bu ne güzel bir gün
Tepelerin üzerinden gösterirken
.....................................................................İyilik Meleği Selena'ya,
Salıncakta iki kişi;
Biri erkek,
Deneme
Seni düşüncelerimin soyut sonsuzluğunda anlatmak isterdim. Çünkü, sen düşünce gücümün algılamaya çalıştığı soyut bir sonsuzluktan başka bir şey değilsin aslında. Soyut olman somutlaşmadığın anlamına gelmiyor ancak, tam da somutlaştığın an, daha da anlaşılmaz bir hale bürünüyorsun. Tam seni anladığımı hissettiğim an, beynimde soyutlaşıyorsun birden. Kimi canlı bedenlerde somutlaştığına tanık olmak, seni bana daha da yakınlaştırıyor ancak somutlaştığın varlıkları sonsuza kadar alıp götürüyor benden. Seni kavrayabilmenin tek yolunun bende somutlaşmanla mümkün olabileceğini düşünsem de zaman zaman, bunun tatlı bir yanılsama olduğunu çok geçmeden anlıyorum. Çünkü, senin bende somutlaştığını bilmemin, 'bildiğim son şey' olacağını biliyorum. Bu bildiğim şey ise, artık hiç birşey bilemeyeceğim gerçeğine götürüyor beni. Seni nasıl bilebileceğimi bilmiyorum. Senin hangi yüzün gerçek, onu da bilmiyorum. Soyut halini mi hakikatle özdeşleştirmek doğru olur yoksa somut halini mi? Kafamda kavram kargaşası yaratıyorsun ve ben bilmeye duyduğum özlemin çaresizliği içinde bir bunalıma sürükleniyorum.
Seninle karı karşıya, hatta burun buruna geldiğimiz anları anımsıyorum. Ya sen benden teğet geçtin ya ben sana çelme taktım. Gücünün karşısında gücümün çok yetersiz, hatta hiçe yakın olduğunu gözardı etmemin, benim için bir avuntudan başka bir şey olmadığını kabul ediyorum çoğu kez. Ya çok şakacısın ya da çok acımasız. Gücünün karşısında vurdumduymazlığa bel bağlayanın yalnızca ben olmadığımı biliyorum.
Aşk insanı bulunca, gözlerden yaş akarmış
Sana aşık olunca, yıllar sonra anladım
Yalnız ateş değil, aşk acısı da yakarmış
Terkedip gittiğinde, tek kalınca anladım
Özlemenin bir acı, bir tatlı yanı varmış
Hayat kayıp giderken ellerde
Bazen tatlı bir tebessüm,
Bazen sızı bırakır yüreklerde
İlkyaz gülümserken güzel yüzüyle
Sakın izin verme kimseye
bir vaktinde gecenin
uyanıp uykudan sana geldim
gelirsin belki diye
verirsin bana bir ışık diye..
gelmedin,
gelemedin belki de..
Erzurum'da karlardayım
Gözleri yollardayım,
Yari gelecek sandım
Gelmedi, ahüzardayım.
Etrafını çevirmiş sur gibi yüce dağlar,
Binbir çeşit meyve dolu bahçeler ve bağlar,
Derler:”Amasya’ya hem gelen, hem giden ağlar”
Gelince ağladım ben, giderken de ağlarım.
Çalışkandır insanı, nasip arar her şeyden,
bir insan hic aski kaybetmez mi? sanki her siirinizde yeniden asik olmuss gibisiz,ve siirleri okudugumda gokkusagini gorur gibiyim her turlu duygunun tadi varr
bir insan hic aski kaybetmez mi? sanki her siirinizde yeniden asik olmuss gibisiz,ve siirleri okudugumda gokkusagini gorur gibiyim her turlu duygunun tadi varr