Bir köy çocuğuydum ben
Ellerim yumru yumru
Pul pul gözlerim
Saçlarım ipince
Düşlerimden dilime türküler düşerdi,
Ellerime oyuncaklar,
Beşikteyim
Şarkılar sallıyor beni
Bir o yana bir bu yana
Sokak lambalarının ışığı
Çarpıyor göz kapaklarıma
Uyuyamıyorum
Her şey senin için
Bu yalnızlık bu uykusuzluk
Uykuda dermansızlık
Senin için bu ateşler içinde dönmeler
Hıçkırıkların umutsuz ıslaklığı…
Bir nisan gününde
Yağmur yağıyor ince ince
Düşen her damlada
Bahar düşüyor toprağa
Koşun çocuklar koşun
Dev kütleleriyle
Gelibolu’ya oturdu
Karabasan gibi kara ordular.
Ve yüreği sallandı memleketimin,
Düşman dayanmıştı kapıya
Güneş battı
Karanlık bastırdı ahmet
Lambaları yaksana
Perdeleri çeksene
Bu kız yine geç kaldı
Balkonda baksana
Uzuyorum…
Uzuyorum şimdi çocukluğuma
Bir el olsa sonsuzluğa götüren
Düşeceğim yavru gibi peşine
Kaç mevsim yaşadım sensiz, susuz.
Bir öğretmenim ben.
Ay ışığından kalemimle,
Karanlıklara aydınlık gelecekler çizerim.
Ve beyaz kanatlı türkülerle
Barış güvercinleri uçururum
Küçük bir adamdı görünürde
Kocaman yüreğini saymazsanız
Yetmiş yaşından son beş yılını çıkarırsanız
Dünyanın yaşadığı bütün olaylardan
Altmış beş yılını habersiz mutlu geçirmişti.
Bir zamanlar
Hayalini kurmak için erkenden yatardım
Dizlerini bildiğim yastıkları ıslatırdım
Göz yaşlarımla
Ve gecenin içinden uzanan ellerle
Saçımın okşandığını hissederdim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!