Al kanlara boyanan
Kahraman Mehmetlerle
Tarihe gömülmüş
Silinmeyen bir millî
His gibisin Çanakkale
Gözünde ışık gözlüğünde ışık
Karanlığa küs sevgiyle barışık
Kim bilir nerelerde
Neler yapıyor neler yazıyor
Derken bir gün Cengiz abi
Baktım birden Facebook'ta
Atom, merih, yer, gök
Toprak, insan, taş
Hep birlikte yürüyen
Milyonlarca yoldaş
Son nebi Muhammet
Ruhumu
Uçsuz bucaksız sularında yıkayan
İçin için burulan derin derin kaynayan
Göl müsün, deniz misin, havuz musun
Yoksa kâh ipek kâh çelik tabiatıyla
Kıtalarda şahlanan delifişek atıyla
Bugün pırpırlanan bir şiir gibi
Delişmen takılıyor ruhum
Kaf dağının karını pekmezle karıştırıp
Buz gibi çöllerde içmek istiyorum
Bir gökkuşağının taze nefesiyle
Kıvrım kıvrım helezonlar çizmek
Hasrete susadıkça
Serapların beni, gözyaşıyla avuttuğu
Bir ağustos sonuydu
Derdim, memleket tütsülü bir rüzgarın
Duygularımı bir yığın tüy gibi dağıttığı
Şahsi bir konuydu
Hep şanlı mazi deyip duruyorsun
Bırak artık dünün düğünlerini
Geçmişten çok gelecek gerek sana
Asıl şimdi sen ne yapıyorsun?
İşte onu anlat kardeşim bana!
Bugün bayram
Mevsim kış
Şen gönüllü
Allı güllü çocuklar
Dillerinde tat
Ellerinde şekerler
Sana demedim mi
Zaman torbalı bir deli
Alıp götürür sonra
Kendinden kaçanları
Kırk yıl oldu bak
Kolunu sallayarak gideli
Ne mal ne mülk, ne sürü ne davar
Sadece istediğim bir şey var:
Bana yumurtadan dar gelen kürede
Göğü gagalamak, kabuğumu kırmak
Ömrümün ölümle yarıştığı sürede
Sonsuzu bulmak, buldum diye haykırmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!