Kara Tren gibi dolanıyor
Vücut şehrinin atlasında ellerim.
Bir tarafta kızgın çöl kumu gibi tenin
Bir tarafta iribaş meyvelerin.
Usta bir sanatkarın eseri
Küçük beyaz ellerin, ayakların,
İncecik bileklerin.
Nasıl armağandır ,Yarap!
Kiymetsiz varlığıma
Bu değerli şehrin.
Kayboldum şehri sokaklarında.
Esirinim ey sevgili.
Azad etme istemem.
Hürriyeti istemem.
Sana meftun olduğumdan beri.
MESUT DEMİR.
Neydi alıp götüren?
Neydi seni böyle büýuten?
Daha dün çekmiştim sallanan dişini.
Daha dün silmiştim gözündeki yaşını.
Hani pembe yanaklarında gamzen?
Hani kıvır kıvır olmuş defterinde ataşın.
İçimde,aklımda ben gibi kalemin ucunda
İçindeki mürekkepte anlamsız ,değersiz o kadar söz var.
Hepsi sevmek üzerine...
Kırmızı...
Güle yaprak,yağmura damla.
Akarken ırmaklar,bakmayın durgunluğuna.
Nice fırtınalar kopar
En durgun sularda.
Akıntılar şahittir balinaların aşk çığlıklarına.
Soğuksu taşır bu akıntılar.
ATLAS
Kara Tren gibi dolanıyor
Vücut şehrinin atlasında ellerim.
Bir tarafta kızgın çöl kumu gibi tenin
Bir tarafta iribaş meyvelerin.
Usta bir sanatkarın eseri
AVCI
Hey avcı!
Hedev menzilde
Birrbirine eşlik eden kanatlar çırpınmakta.
Avcı,el tetikte.
Göz gezinmekte semada hunharca.
Ne kadar inatçıymızsın?
Zalim,
Dönmedin.
Ay geçti,gün geçti.
Dolandı yıl geçti
Zalim.
Ne derim anladım.
Ne de anlatabildim kendimi.
Kifayetsiz bir lisanım.
Sözler anlamsız.
Dizeler bozuk.
Beyhude bir ifade
Bulutlar, beyaz bulutlar geçti.
Susuz,çatlak topraklarımıza bakmadan.
Sahranın üzerinden
Rüzgara eşlik
Geçti,gitti üstümden.
Oysa kararsaydı,
Zerdali ağaçları,kiraz ağaçları...
Uzakta ve yüksekte ise kayın,meşe,gürhan..
Fazla suskun fazla durgun.
Baktığında yeni bir fırtınadan çıkmış gibi.
En çok onlar olgun.
Bekliyor gibiler,ne olduğu belirsiz.
Bir çocuk kahkahası...
Çığlık çığlığa bir sevinç.
Biraz mavi biraz yeşil.
Sonra tek tek düşen kar taneleri.
Ellerimde çamur,
Annemin uzaktan gelen güzel sesi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!