Mest-i müdâm olsa âşık cezbesi cânı yakar
Nâle-i figân-ı âhı kevni mekânı yakar
Derdinin zerre yükünü haml edemez gergedan
El vurursa çâresiyçün dest-i Lokman’ı yakar
Yedi deryâ söndüremez âteş-i sûzânını
Kaynatıp taşkın verir hem bahr-i ummânı yakar
Âşıka aşk bildirir bir Hazret-i Yezdân’ını
Kalbi mücellâ kılar bil şeki gümânı yakar
Bülbüle bakmaz mısın bir çiçek için ne çeker
Acabâ ne gördü onda âhı gülşânı yakar
Kays’ı bu aşk nice yıllar kıldı Leylâ’ya nöker
Kime sahrada yetişse berr u yabanı yakar
Bak tecelli nuruna Şîrîn’i mir’ât eyledi
Deldirip Ferhad’a dağı öyle bir cânı yakar
Şeyh-i San’ân’ı da meftûn etti bir Rum kızına
O da bu yüzden atıban nârda Kur’anı yakar
Ger mecâzî, ger hakîkî müptelâsı zâr eder
Cümle sâlik ehl-i meslek hep dervîşânı yakar
Kim dûçâr olsa muhakkak derde giriftâr eder
Tâ Âdem’den şimdiye dek bunca insânı yakar
Yankun baykuş, gece gündüz hû çeker vîrânede
Dâd-i feryâdı kesilmez cümle mürgânı yakar
Ey Cemâl sen de mi yandın söyle arzun yâ nedir
İnleyüben çekdiğin âh mâh-ı tâbânı yakar
Kayıt Tarihi : 7.12.2009 23:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)