Olanca kalabalık kent uğultularının
yerini sessizliğe bıraktığından anlarım
kışın geldiğini
hep soğuk ve cıvıltıları kesilmiş
Belkide
bazı insanların yüzünün bir tek mevsimi var
benim yüzüm hep kış mesela
senin yüzünde upuzun yaz geceleri var...
Gemiler kalkar içimden akşamüstleri
uzak limanlara doğru başıboş kaygılı
ve her akşamüstü seni özlemekle anlam kazanır
pencere kenarları...
İçimden hangi taşı kaldırsam altında hüzün
bir kuş yeniden hatırlatabilir mi unutulmuş bir göğü
kucağında yıldızlar taşıyan bir çocuktum o zamanlar
henüz bilmiyordum
okyanus diplerindeki suyun bile vurulduğunu
Yokluğa düşürülmüş bir hasretin öyküsüyüz belkide her birimiz
içinden ağlayan bir gecenin kayıp türküsü
Herkeslerden kaçıp bir tenhaya sığınmak isteğidir efsane cuma
tek başınalığın verdiği o müthiş histir, yada sevdiğinle iki tarafı ağaçlarla kaplı uzun bir yolda ona sımsıkı sarılıp ya harbiden de kasım da aşk başkaymış diye aklından geçirmektir belki
belkide uzun zamandır görüşmediğin bir arkadaşınla sıcak çay eşliğinde sıcak bir sohbettir bir kafenin cam kenarında yağmurda hafiften yağıyordur hani
Sıradan gibi görünür akşamlar ama
unutmadığın her günü yeniden anımsatmakla
meşhurdur gün batımı
hele bir de şairsen
düşten bir şehir kurarsın kendine
içinde delilerin dünyaya kafa tuttuğu
akşam oluyor
hüzün lekeli yüzler düşüyor kaldırımlara
kırgın bir rüzgâr geçiyor penceremden
bir ev nedir diye soruyorum
neresindedir bir yanlızlığın
sen hep içimdesin
hani dilimden düşmeyen o şarkı
hiç unutmamak için
satır altlarını çizdiğim
bir kitap gibi baş ucumda
Henüz geçtin içimden
bir mısra savruk bir şiirden nasıl geçerse öyle
içimde bir denizi dağıtırken gözlerin
bilemezsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!