Bahar sakıncalı mevsim
göğsümüzdeki iç ayaklanma
şimdi yeniden sevmeye kalksak
suçüstü yakalanırız bilirim
tenha bir yalnızlıkta..
Apayrı bir yalnızlık yolu bu beyaz bir gül olan dudaklarında
biliyorsun yolun ince ve derindir tanımı
her şeyin aşktan geçtiği
ancak ateşle son bulduğu yerden
Bilirsin işte
Seninle yanmaya hazır yağmurlar tutuyor avuçlarım
Bırak
Gökyüzü çocukların olsun
Saklasam
içimde patlayacak sırrın adı
adındı
her renk sana
her şarkı sana
her şiir sana eşitti
Her sabah bozarım akreple yelkovanın nikahını
gökkuşağına mülteci göğsümde çırpınırken
şehrimin martıları
gökyüzü üşümez benim şarkılarımdan
Yüzüme bak
incelsin su kırılsın buz
ki; buz suyun yarasının kabuk tutmuş halidir
ellerimi tut
ısınsın su
iyileşsin kabuk tutmamış yaralarımız
Turunçlar tatlanmadı henüz
ıhlamur kokusuyla inen akşamları geride bıraktık
artık hangi dağa sığınsak kar düşer zirvelerine
yağmur aralıklarından başka türlü sızar içimize yalnızlık
şimdi ıssız hüzünlerimizi bu mevsim
Dışarıda illegal bir yağmur
sokağa çıkmak yasak seni düşünmek serbest...
Yavaş yavaş sokaklardan çekiliyor gün
ve birazdan batacak güneş
ne olur perdelerini indirme gelmeden ben
sana müptezel hüzünlerimle geliyorum izin ver
Bir biz miydik erken ölümlü ve
Bu fanileşen dünyanın ayak izleri
Tutsaklığı bile hakkıyla yaşayamadık
Kimse gözyaşlarımızı görmemeliydi
Alakasız yerlerde ağlamamalıydık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!