İçinde senin olduğun günleri sevmek vardı şimdi
Bir ağız dolusu küfür olmalı her şey
Bir ağız dolusu aşkın olmadığı yerde
Bir yanlışlığın ortasında kalmışız
Bir şehrin arka sokaklarındasın
yada şehir senin arka sokaklarındadır
Akşamdır
ay karanlık suya gömülen
derin bir veda
İstanbul'a usul usul sonbahar yağıyordu
ve hüzün saçlarına ne de güzel yakışıyordu
Ben eylül olsaydım
kırılırdı sana dair içimde
örgütlediğim kelimelerim
Sokak sessizdi
biz sessizce severdik birbirimizi
ne çok şey saklıyor bu sokak derdin
sonra anlatırdın
bak derdin bu kaldırımlara
Muhabbet şimdi
çözülmemiş bir yazıt ahşap evlerin gövdelerinde
iki heceli yapayalnız bir sözcük
çarpa çarpa döver içimizin kıyılarını
ve zaman
nevi şahsına münhasır edepsiz bir hırsızdır yine
Şimdi kıskıvrak yakalanmışsak bir hüzne
bu akşam üstü
aldırma, birazdan yol arkadaşımızdır dolunay
soluğumuz üşütse de rüzgarları
Kalmıyor zamanla kokusu fesleğenlerin
korkusu, adına bir yerlere karaladığım şiirlerin
sen en sevdiğim elbisemin üzerine dökülen
çay kadar bağışlanası
uzak köy yolları uzak kasaba ışıkları
uzak şehirler kadar kendin
Beni seversen
usul usul dökülür geceden yıldızlar
bir bahar sırnaşır eteklerime
çay içmeyi seven komşular selamlaşır balkonlarda
uykusundan ekmek kokusuyla uyanır çocuklar
Ağır aksak bir uçurum kenarında
unutulmuş bir deniz öyküsüyüz
gündüz kabuk bağlayan
gece açık bir yara
Ve denizler tutuklanır artık
karanfiller açığa alınır
Güz de gider
kırık bir sesin yüzüne yaslanır yüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!