Mert Caner Şiirleri - Şair Mert Caner

Mert Caner

Bütün salondu gülmekten ağlayan, sessizce ağlayan çirkin bir palyaçoydum aslında..
Gülmeye hazırsanız başlayalım..

Devamını Oku
Mert Caner

Yorgun kalkan bir sabahın güneşine sarılırken, ağlamaklı bir nabız tutuyorum hayata..
Bir apartmanın üçüncü katında sızıyorum sevgiye..
Soluduğum şehir, aniden kök salan bir beden olur raksıma..
Uzun bir yolculuğa adımlarımı atarken, boğazın ikiye ayrılışı kadar naif ve kırılgan..
Dolanırken saçaklarına kadar, ağırdan bir duruş..
Sessizce gider, hafif bedenli Osmanbey Metrosu..

Devamını Oku
Mert Caner

Kafam güzel, kuşlar uçuyor. Bırak beni Süreya..

Devamını Oku
Mert Caner

Göz kırpan tüm yıldızlar dökülüyordu hafif bedenine.
Kapanan tüm gecelerde bacaklarında kaybettiğin kadınlığına içiyorum. Kurumaya yüz tutmuş kadeh lekeleri huzurunda yok oluşlarımız adına. Duvar arkasına yaslanan gölgene sarılıyorum. Uzanıyorum artık düşülmüşlüklerin yanına..

Devamını Oku
Mert Caner

tüm göğsümde ki nefesleri alıyorsun, akıl oyunlarımı sıfıra indirgediğim bu günlerde iki çift söze öyle ihtiyacım var ki..

Devamını Oku
Mert Caner

İlk kez orada öpüyorum seni, öbür adamın gölgesinde..
Yaşça büyüğüm tanrıdan, acıya gebe yüreğimin argosu ile..
Kıyıya yanaşıyoruz, bir kere daha hayal kırıklığının mavisinde buluyorum kendimi.
Günü bitirmeme izin vermemişti. nüksederken ruhu ince parmaklarıma döküyordu saçlarını..
Gökyüzünde duran kayıp suratlar, korkularımın tek sebebi oluyordu.
Şehrin uyuduğu vakitlerde, çemberinde seviştiğimiz bir kule.

Devamını Oku
Mert Caner

İlk kez orada öpüyorum seni, öbür adamın gölgesinde..
Yaşça büyüğüm tanrıdan, acıya gebe yüreğimin argosu ile..
Kıyıya yanaşıyoruz, bir kere daha hayal kırıklığının mavisinde buluyorum kendimi.
Günü bitirmeme izin vermemişti. nüksederken ruhu ince parmaklarıma döküyordu saçlarını..
Gökyüzünde duran kayıp suratlar, korkularımın tek sebebi oluyordu.
Şehrin uyuduğu vakitlerde, çemberinde seviştiğimiz bir kule.

Devamını Oku
Mert Caner

Kalabalık bir romana hapsolmuştu gece. Yaşadığım her güç beni biraz daha itiyordu hayatın sonuna doğru.
Kaldırımları ağır ağır aşındırırken, hafif tenli otele adımı attım.
Merdivenlere yanaştığım vakit, kokusuyla yanımdan sıyrılan Lisa alt etmişti zihnimi.
Gözlerimle selamladım bacaklarını. Uzun topukluları, ten rengi çorabı ile vücut hatları adeta tanrısal bir faktördü.
Sarı, ince ve uzun saçları, siyah elbisenin sırt dokeltosunu gizlemekle görevliydi. Kendini gecenin sonuna saklıyor gibi hali vardı.
Ve yeniden arkamı dönüp merdivenleri tercih ettim.

Devamını Oku
Mert Caner

Konuşulanlar, yaşanacakların yalanıdır..

Devamını Oku
Mert Caner

Nasıl düşüyorum boynuna..
Nasıl kaçıyorsun dilimin ucundan..
Etrafımız suskun, omuzlarında iki sıyrık beden..
Her şeyimiz gölgeli, yüklüyüz..
Sökülmüş bir iskeledir artık ruhum, denizimiz yorgundur..
Dayanamıyorum; ne de zormuş durup nefes almak..

Devamını Oku