Yürümeyen bir merdivenin son basamağında
kara bir yele mandallanmıştı
dünsüz umutların pejmürde kılıkları...
Ertelenişe ceza kesilirken
ya artık adımlamalı basamakları
Özel gerilla eğitimi almış
potansiyel suçlu bir şiir ihbarında bulunmak istiyorum şairim…
Kastı ciğerine,
sözcüklerle doldurulmuş bir kalemin
özel harekatsız vurgunlarına hazırlıklı ol…
Hoş geldin
Güneş’e “sen dur” bu gün
ben doğacağım diyen talihin habercisi…
Hoş geldin
özlemle yeşeren tomurcukların
Ne mayınlar döşeli yerlere sığdırılabilirdi aşk,
ne ancak dört duvar arasından görülebilen
voltasız maviliklere…
Sonsuzluğun mahpusunda
taş duvarlarda yankılanıp duracak sanılırken nefesi
Varsın
şiirlerin köşe başlarına asılmasın
yüreğinde
'sevgili' pankartını taşıyacak kadar
militan ruhlu bir reklam afişi...
Beni kendinde gördü kör...
Aynı tadı almıştık,
bir elmanın iki ayrı lokmasından...
Aynı sona varmıştık,
ayak izleri farklı yollardan...
Bir dolunay akşamında
mahallenin delisini
yedi iklim dört bucak
şiirlerin sotalarında aramışlar...
Yer yerinden oynasa da
'Şeytan tüyüne özgürlük ' diyen sabahın göz kırpışlarıyla,
kocaman bir gülümseyişin gökdelenine
asansörsüz erişiverirsin bir gün...
Çığırtkanlar der ki:
'Çatlak kız 'Murat'ına ermiş...
Savaşanlar da bir gün çocuktular
Savaşçılık oyununu hiç görmeseler, oynamazdılar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!