Meral Adak Şiirleri - Şair Meral Adak

Sevdaya dair şiirler yazılır anne
Ülkeme şiirler yazılır yüreklerin derinliğinden
Vuslatta mutluluk resmedilir, firak ta ağıt olur dizeler
Şahlanınca duygular, sağanak olur sayfalara yağar kelimeler
Seni anlatmaya anne, seni anlatmaya hangi kelime yeter?

Hani, güneş yaldızlı renklerini bin-bir sihirle savururken evrene
Ve henüz şebnemler kurumamışken gül yapraklarında
En büyüleyici kokularımı süründüm tene
Sabahların puslu serinliğinde,
al duvaklarımı,
.....................senin için takındım geldim..

Bir gece manyak bir kuş dadandı pencereye
Ne var? dedim, “Ah! ” dedi, başladı dökülmeye
Kerem gibi yanmaktaymış bak şu keneye
Papağana özenmiş insanı taklit eder

Ne olur, çek o Ay'sız gece karası gözlerini gözlerimden.
Öyle uzaktan süzüp, alma bakışlarınla gücümü yüreğimden
Bak işte, yine başım dönüyor eyvah!
Yine elim ayağıma dolanıyor
Kalbim, bedenimi yeni bir firar'a zorlamak ta,
yalnızca aklım direniyor

Yasak bir meyve idin
Uzandım, yandım
Eremezdim vuslata
Kendime döndüm

Bilmem ki hangi durağında sabah olacak aşkın
Hep karanlık, hep Çare’siz, hep çıkmaz sokaklardayım.
Daha ne kadar dolanır dururum bu labirenti
Kaç gece devirdim uğruna en çok şafaklardayım

Ne senli bir güne uyanabildim

Ben her İlkbahar da aşık olurum der kimileri
Oysa ben her Sonbahar da aşık olurum bilirmisin
Ama hep aynı sevgiliye, hep aynı aşkla
Her Sonbahar da yenilenir duygularım coşarım
Göz yaşlarım dökülür çaresiz-
çaresizce, dökülen her yaprakla ağlarım.

Aşk Şiirleri yazdım senin için her gece
İçinde sen geçen ne varsa haykırdım hece, hece
Gelme, uzağımda kal ne olur duyma, okuma beni
Sıradan bir aşk değil bu biliyorsun, biliyorsun ki bu, çözümsüz bir bilmece

Her kul misafirdir bu gök kubbe de
Altın sırma kürkün geçmez mahşerde
Ne oynarsan oyna inecek perde
Sahne senin insanoğlu

Silkin gel kendine unutma sakın

Hani o vakitsiz anların çıkmazın da yol alırken, gecelerin zifirine
Acemi hırsızların el, ele verip acımasız zamandan an çalma ürkekliğin de
Tüm kainat, neden yataklık eder ki böyle si bir günah’a bilinmez
Bir kuru yaprak kırılganlığında olsa da giz’ler, biliriz ki sevmek tüm günahları siler

Hani nefes nefese bir inatlaşmadayken ruhlarımız, bedenlerimizle