Kanadı kırık kuştum, düşe kalka uçmuştum
Dallarına konmuştum, savruldum rüzgârınla
Kulun-kölen olmuştum; beni gör, beni anla
Sarılmıştım ipine, gidecektik ölüme
Kilit vurdun dilime, yıktın son baharınla
Öyle bir an oluyor'ki yüreğimin derinliklerin de dibe vuruyor sevdan
Bedenim ruhuma, ruhum sana tutsak bir gölgeye dönüşmekteyim
Bilmediğim ürkütücü kuytu lara sürüklerken beni hayallerim
Farkında değildim ne çok sevdiğimin sende severken
Sen varken hani yirmi dört saatimde
...............................ve sensizliği hayal bile etmiyorken
Hani öylesine sorardım ya sana
..............................“ya biterse bir gün, çekip gidersen”?
Neden bitsin ki, gittiği yere kadar gider be sevdiğim..
Aşk Olsun!
Beni, söylediklerinle değil
Söyleyemediklerinle kendine çektin
Ama keşke hiç “konuş” demeseymişim
Her sözünle aklımı tarumar ettin
Kaç gecenin koynunda sabahladık, nefes nefese.
Kaç kilometre yol kat ettik, bir nefeslik aşk için.
Kaç sevdaya rehber olduk, ilham verdik kimbilir.
Yürek taşır bu ayrılığı'da, o yürekler yaşarken ölür.
Ahh be sevdalım, kelimelere nasıl sığar ki onca yaşanan.
O şuh kahkahaların, donmuş gibi dudaklarında,
Ve ceylan gözlerinde, vurulmuşluğun ızdırabı var
Belli ki, vakitsiz yağmış karlar o güzel saçlarına,
Kim bilir, yüzünde ki her çizgi de ne anılar var?
Oysa, esirin olacak gibiydi zaman
Yargısız infazlardan incelsede boynum
Savunmada söz tükense, tutulsa da dilim
Tüm aflardan muafsa, sabitse cürmüm
Varsay ki karar kalemine uzandı elim,
Doğru bildiğini söyler lâl olsa da şu dilim
Hakimi de benim bu sevdanın, Yargıcı da ben
Söz veriyorum yar,
geceyi görmezsem bir daha,
unutacağım gözlerinin rengini.
Gündüzlere eremezsem,
silinecek aydınlık yüzün gözlerimden.
Sana değil bundan böyle hiçbir şarkı
Sana yazılan şiirler çoktan mazide kaldı
Elbette ki inkar edilemez Ay ve Güneş’in vals’ı
yüreğine sağlık can ablam harika dizeler