Gördüğün an kalbin güm güm atıp da
Dizlerin tir tir titriyorsa
Aklın uçup da gönlün hayale dalıyorsa
Tarifsiz bir duygu benliğini sarıyorsa
Adına aşk denmez mi
Tüm kapılar kapalıydı oysa
Girmişti içeri belirsiz bir anda
Ne bir ses ne bir nefes farkına varmadım
Kalbimi yerinde bulamayınca çalınmıştı anladım
Ne vicdan ne insaf duygu celladıymış
Zaman en iyi ilaçmış boş bir avuntu
Seneler geçti hep aynı kasvet aynı kuruntu
Sökülmüşse ağaç yıkılmışsa bir bina temelden
Kırılmışsa kalp neşterlenmişse bir beden
Nafile umut geçen geçmiş ne gelir elden
Boşmuş dertle dertlenmek
Eyvah deyip inlemek
Boşmuş zenginlikle övünüp
Fakirlikle dövünmek
Güzele imrenip çirkine iğrenmek
Emeği çalıp da ekmeği yemek
Şimdi acılar içinde yüreğim
Söylenmemiş sözlerin
Açılmamış duyguların esiriyim
Kendime öfkem kendime sitemim
Ruhuma düşman kesilmiş bedenim
Boşyere arar gözlerim boşyere
İki damla yaş yanağına
Karışırdı aklaşmış sakalına
Mazi hüzünlü bir hatıra ince ince
Sarardı benliğini derince
Bir kor düştü sanki içine
Tutuklu beynim şimşekler çakıyor
Efkar tufanlarında boğuluyorum
Ortasındayım limansızlığın çekiyor
Mevc mevc ordan oraya savruluyorum
Lambalar patlıyor dağınık bir ses..
İsyankar bir çığlık...
Yürüyorum loş ışıklar altında
Yürüyorum varoş evler arasında
Yollar uzun sokaklar dolambaçlı
Yürüyorum bir yaz yağmuru altında
Bakmadan hiç ardıma
-Ağlıyor musun tükenmez mi yaşların
Ölünce mi sönecek o hüzün yüklü bakışların
-Sorma unut gitsin beni
Anma bırak benimle derdimi
Göm karanlığın vicdansız yurduna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!