boşluktayım
bilinmez bir boşluk ortasında
yürüyorum
yalnız mıyım yoksa yalnızlığımı mı paylaşıyorum anlamıyorum
yanımdan gelip gelip geçenlere aldırmıyor devam ediyorum yoluma
gözüm ufukta beliren bir ışık kümesine takılıyor
ölüm kadar soğuktu her şey
ölüm kadar gerçek
ölüm kadar sessiz bazen
ölüm kadar ürpertici
ölümün son parçası gibi...
piyanoda çalınan son vuruş kadar baskın
neredesin ey sevgili
daha gelmeden kaybettiğim
neredesin...
bir türkü tutturmuşum
yürüyorum
sana giden yollar tükendi
hangi kavşağı dönsem çıkmaz sokak
iz kalmamış adına dair
levhalar paramparça.
sana giden yollar karanlık
yollara düşmüş
seni arıyorum
omuzlarımda bir ağırlık
daraltıyor yolu
göz bebeklerime yansıyan
yüzünün sureti
ben sevemem kimseyi
taştır yüreğim
erir mum gibi
ama
yine katılaşır...
Boynuma dolanıyor günahlarım
Islanmış pamuk gibi ağırlaşıyor bedenim
Yakama iliştirilmiş bir aşk
Yitik bir hayat
Çerçevesi kırılmış bir tablo
Nasır tutmuş yollar dar
karanlığı karanlığımı aydınlatır
aşk ritimleriyle atarken kalbim
özgürlük fışkırır ruhum
elin elime değdiği vakit...
rüzgarlar eser geçer bedenimden
Gün ağarmak üzere pencereme
Bir çığlık yükseliyor inceden inceye
Bir kedi miyavlıyor acı acı sokakta
Adım sesleri geliyor arada
Yine herşey sus pus.
Dışarıya bakıyorum
Yolun başında sendelersem
Yolu bitirmeden düşerim
Madem bir yoldasın
Yürümek zorundasın
Öl,
Ama düşme!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!