Yürüyorum dikenlerin üstünde
İçimdekileri diyemiyorum
Yüreğim dolu gizliliklerle
İçimden akıtıp gidemiyorum
Attım tüm kaybolan ümitlerimi
Gidiyorum yolumda karanlığın izleri
Gidiyorum içimde bir sonbahar sabahı
Gidiyorum bir hüznün yumağında yaralı
Kaybolmuş bir hatıra olup da gidiyorum
Gidiyorum adın kalır fani ellere
Gönül inan bıktım senin elinden
Her güzeli senin canın mı sandın
Ahu gözleriyle bir baktı diye
O güzel gözleri senin mi sandın
Oturdum yanına sustum dinledim
Saçlarına Ak düşünce
Sonbahar gülü seçince
Rüzgâr eser İnce İnce
Gönül Neye ağlasın Ki
Bahar gelir gök delinir
Hadi git
Sen de durma buralarda
Gitme vakti
Mevsim sonbaharsa
Usulca git
Canımı acıtmadan
Bu gün sonbaharı hissediyorum
Dökülen yapraklar savruluyorlar
Ömrümden azalan günlerim gibi
Koşarak benden kayboluyorlar
Rüzgarın kokusu hüzne çalıyor
Gülme gözlerinle terk edeceksen
Bana ümit verip sevdaya koyma
Gün gelip adımı unutacaksan
Beni ateşlerde yanmaya salma
Pencere önünde yoluma bakma
Sabah vakti ezan ile doğrulur
Kubbetüs Sahra da adın anılır
Rasülüllah gelir Miraç olunur
Kudüs yollarında Hakkı ararım
Zalime atılan kara taş gibi
Sen gidince anladım
ne kadar yorulduğumu
bu hayatın içinde
ne kadar da yalnız olduğumu
sen gidince anladım
Aynalarda gördüm ruhunu
Sessizliğini zamanın
Bakışlarına hapsolmuş yüreğim
Ve dudağımda sessiz bir fısıltı
Yalnızlığın dibine vurmuş her halim
Satırlarımda ararken seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!