Ben Karadeniz’in Sinop il’inden,
Merkez İlçesi Korucuk Köy’ünden,
Korucuk Köyünün Göğlügöl’ünden,
Arif oğlu Mehmet Yaş’ım arkadaş.
Tahsisen 54 doğduğum tarih,
Ne günü, ne ay’ı, ne yılı sarih,
Burada da oyun oynamış talih,
Belli değil gerçek yaşım arkadaş.
En büyüğü benim onbir kardeş’ten,
Dördü, babamızın iki’nci eş’ten..
Hakikât bir gömlek olsa ateş’ten,
Ben sırtımda taşımışım arkadaş.
Tahsil hayatımda hep güm’e gitti,
Ortaokul, lise dışardan bitti..
Beni hayat okulları eğitti,
Ha ...
İçki, sigara içme,
Ömrüne kefen biçme,
Yanından bile geçme,
YEŞİLAY’cı olalım.
Esrar, uyuşturucu,
Bu bin yıllık kardeşliği,
Bozanlara lanet olsun.
Çare bilip kalleşliği,
Azanlara lanet olsun.
Bir bütünüz çağlar boyu,
Sayende gün geçmiyor Ortadoğu da kansız,
Milyonları yok ettin.. yersiz, yurtsuz, mekansız..
Bundan sonra rüştünü ispat etmek imkansız,
Hem suçlusun, hem güçlü.. hem eli kanlı fail;
Sen zaten gayrimeşru bir devletsin İsrail!
Bu son şansı gönlümüzün,
Yarına akit kalmadı.
Bu son demi ömrümüzün,
Sevmeğe vakit kalmadı.
Bu nasıl bir ihtirastı?
Hikmeti sebep ne bu hışım’ında?
İsyanla, nefretin karışımında..
Ufuk çizgisinin gün aşımında,
Kaf dağının bile arkasındayım;
Ben, sınırın öte yakasındayım.
Hiçbir kimse dolduramaz senin yerini,
Sen bu kadar özel olmak zorunda mısın?
Görmedim dünyada daha bir benzerini,
Sen bu kadar güzel olmak zorunda mısın?
Bakışınla, gülüşünle, letafetinle,
Asala Militanı gibi hırslı bir yazar,
Avrupa yalağından yallandıkça hep azar,
Utanmadan ulusal kimliğe kuyu kazar,
Hala ihanet eder ahde-vefa borcuna;
ORHAN YAMUK şimdiden kına yaksın kıçı’na!
Mehtabı okşayan suyun renginde,
Ayı kıskandıran yüzünü gördüm.
Dalga boyu kumsaldaki enginde,
Sonsuz bir hayalin üz’ünü gördüm.
Ruhum dövülürken aşk dibeğinde,
1974, 20 Temmuz sabahı,
Son emrini vermişti “Türk Barış karargâhı..”
Barbarlar sürüsüne dur! Diyordu nihayet;
Girne sahillerinde Mehmetçiğin silahı.
Bütün barışçıl yollar birer, birer denendi;
“Önce Vatan! ” aşkı var nabız atışlarında,
Öfke, aşikârsa da o kaş çatışlarında,
Korkunun zerresi yok kartal bakışlarında!
Dünyayı gözlerinden siliyorsun Mehmedim;
Ölürken de yiğitçe ölüyorsun Mehmedim!
Dizelerini zevkle okuduğum bir ozanımız. Akıcılık, ahenk, duygular; ustaca işlenmiş bir dantel güzelliğinde. Kutluyorum değerli ozanımızı.
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!