Gidenleri dönmeyen bir dünyada,
Gidip de dönmeyen bir sen değilsin.
Kulaklarım aşina bu feryada,
Şu ömrümü yiyen bir sen değilsin.
Severken ayrılmak, sanki kaderim,
Ben eş’imle, kızımla, oğlumla çok mutluyum,
Bu aile bağları çözülmesin Allah’ım!
Eşsiz merhametinden her zaman umutluyum,
Sana avuç açanlar üzülmesin Allah’ım!
Ey! Allah’ım sen acı Muhammet Ümmetine,
İthal malıdır yapıtları ve yazmanları!
Hâlâ dış kaynaklar besler bu toraman’ları..
Sahipsiz bulduklarından beri bu meydanları,
Tozmuş bu adamlar, tozabildikleri kadar!
Şaşma! Kimi Rusya da Lenin için ağlarsa;
Kan aksa da özümüzden,
Hiç dönmedik sözümüzden..
Şu Dünya’nın gözümüzden,
Silindiği gün gördük biz!
Defterlerin sırçalanıp,
Köylü, kentli, İşçi, memur, sanatkâr;
Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
Hepsi birbirinden cesur sebatkâr,
Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
Dağ başında koyun güdenimizde,
Sanki bir hayale adanmış ömrüm,
Tek bir yüzün kalmış arka sayfada.
Bir eski albüme benziyor gönlüm,
Hep bir hüzün kalmış arka sayfada.
Tüm kareler sanki canlı cenaze,
Aynı öykülerin kısır döngüsü,
İşlenmiş olmasın aman üstadım.
Kalem ise bir şairin süngüsü,
Fişlenmiş olmasın aman üstadım.
Duyguların yüzü öyle güleç ki,
Ey “Türk, Övün, Çalış, Güven! ”
ATATÜRK’ÜN SELAMI VAR!
“Yeter! ” dedi bu serüven,
Bir mesajlık kelamı var!
Düşümde gördüm bu gece,
Bir varmış, yokmuş diye başlıyor,
Gücü yeten yettiğini haşlıyor..
Harâmiler konaklarda kışlıyor,
Fakire yasaktır, zengine yasal;
Hep aynı hikaye, hep aynı masal.
Zorlu tebessümlerle bırak caka satmayı,
Rüzgârda savrulduğun yetme mi ayyaş Rıza?
Mide aç, cep kuruşsuz..bırak nara atmayı,
Alkolle kavrulduğun yetmez mi ayyaş rıza?
Saat gecenin üçü sen hala masadasın,
Dizelerini zevkle okuduğum bir ozanımız. Akıcılık, ahenk, duygular; ustaca işlenmiş bir dantel güzelliğinde. Kutluyorum değerli ozanımızı.
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!