Arş’ın hilkat direğine,
Baka dur gönül, baka dur!
Bir ışık da yüreğine,
Yaka dur gönül, yaka dur!
Halin biraz gevşek gibi,
Ümmet değil, Millet diyebilenler,
”DAVA ADAMI”dır muhterem bacım.
Aradaki farkı görebilenler,
”DAVA ADAMI”dır muhterem bacım.
Dava adamları nefsini aşar,
Sanki gecelerim oluyor gündüz,
Gülen gözlerinin bebeklerinde.
Böyle bir ışığı görmedim henüz,
Şu karlı dağların eteklerinde.
Bir an bir hüzünlü boyun yıkışın,
Seyrüsefer ederken yıldızlar âlemine,
Hayal kırıklığıyla yürek burduk be yine.
İcazet erbabının ukala kalemine,
Bu kurtlar sofrasını biz mi kurduk be yine?
Vicdan muhasebesi yap diyorsan pedi’ye,
Yıllar, geçiyor acı, tatlı bir çok anıyla,
Gönül çocuk kalıyor daima bir yanıyla..
Ben hâlâ ilk öpüşün o, ilk heyecanıyla,
Tıpkı bir çocuk gibi onüç, ondört yaşında;
Seni beklemek var ya.. bir telefon başında.
Keşke yenik düşmemiş olsaydım ben bu aşka,
Boyun bükeceğime elveda derdim bu gün.
Her şey başka olurdu, inan ki daha başka,
Belki, daha onurlu veda ederdim bu gün.
Demek ki, her sevginin doluyormuş vadesi,
Etek, gömlek, avize,
Tuza, muza, cevize,
Çek kızım birer vize!
Sütyen, çorap, don taksit,
Vize karta on taksit!
Bir doru ata benzer başarı,
Biraz hırçın, biraz haşarı..
Binmesini bilirsen sırtına,
Ne soğuk, ne sıcak, ne fırtına,
Biraz da azık varsa terki de,
Bir daha hiç inmezsin belki de;
Gözümü, gözde bıraktım,
Şakaklarım başka yerde.
Sözümü, sözde bıraktım,
Dudaklarım başka yerde.
Gönül düştü hevesine,
Ay-yıldızlı kartallar göklere kanat açar,
Yurdumun feryadını yürekten duymak için.
Dostlara güven verir, düşmana korku saçar,
Göklerden yeryüzüne özgürlük yaymak için!
Ne hedefi ıskalar, ne de rotadan sapar,
Dizelerini zevkle okuduğum bir ozanımız. Akıcılık, ahenk, duygular; ustaca işlenmiş bir dantel güzelliğinde. Kutluyorum değerli ozanımızı.
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!