Sözün bittiği yerde,
Seni yitirdim artık
İçimdeki mahşerde,
Seni bitirdim artık.
Zaman şansına uydu,
Kılıçlar çıktımı bir kez kınından,
Bu uğraş haddinden fazla sert olur.
Yiğit olan taviz vermez şanından,
Her mazlumun ahı ona dert olur.
Ekin dik tutamaz dolu başağı,
Şiir dostu sayfama,
Alaka kat, ilgi kat.
Odun atma kafama,
Pot kırdımsa yergi kat.
Saygı, selam hep var da,
Sap ile samanı karıştırırsan,
Olanlar harmanda ekine olur.
At ile eşeği yarıştırırsan,
Olanlar heybenin yüküne olur.
Can çıkmadan çıkmaz insanın huyu,
Sahili döven dalgalar,
Gönlüm de kopan kavgalar,
Yüreğimi prangalar,
Sen yanım da olmayınca.
Alem uyur ben uyanık,
Yolun sonu dediğim an,
Yine ta en başa döndüm.
Sığınacak hiçbir liman,
Bulamadım boşa döndüm.
Damarıma kattım seni,
Aşkın ıstıraba döndü içim de,
Bilmiyorum suçu, günahı kimde..
Yaşayıp giderken kendi halim de,
Gönlüme nasıl da aktın bilmem ki;
Karşıma nereden çıktın bilmem ki.
Erbekan’ın yetmesi,
Fattullahın kertmesi..
Bu zulüm’ün bitmesi,
Çok yakındır çok yakın;
Tarihe iyi bakın!
Batan bir güneşin son kızılında,
Efkârlı gönlümün hare'sisin sen.
Issız kutupların her buzulunda,
Gönül feryadımın nare’sisin sen.
Hayallerin birbirini ittiği,
Namus indirgenir ise bir zar’a,
Arsızın bakiri, dulu karanlık!
Düşerse ipliği eğer pazara,
Daha iflah olmaz sulu karanlık!
Kavuşmadı hiçbir gecem sabaha,
Dizelerini zevkle okuduğum bir ozanımız. Akıcılık, ahenk, duygular; ustaca işlenmiş bir dantel güzelliğinde. Kutluyorum değerli ozanımızı.
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!
Kıbrıs da aynı kırk, yıldan beriye,
Kerkük’ten bir ağıt kaldı geriye..
Kırmızı çizgiler döndü griye;
Şark’ın ihmalini gel de gör Atam!
Sevr’in artıkları suçlar Lozanı,
Ne idraki mümkün ne de izanı..
Hele Güneydoğu cadı kazanı,
81 İl’ini gel de gör Atam!