ÇOCUKLUĞUMDAN
Yaşamam gerekiyorsa eğer
Yine yaşardım çocukluğumu
Elma şekeri yemesem de hiç
Hiç bisiklete binmesem de
Eski bir dağım Anadolu’nun ortasında
Binlerce yıldır
Suskunluğuyla duran
Yaralı
Uysal
Kervan yolları aşındırmış tepesini
Vedanın yüzü soğuk olur
Acıtır her el ediş
Yüreğe bir taş düşer
Sessiz bakarken arkadan
Günlerine güneş doğmaz sanırsın
Bahar semtine uğramaz gibi olur
Zamanı pek bilinmeyen
Eski bir değirmen
Geleneksel yöntemlerle öğütür
Dereden su tutulunca oluğa
Değirmen döner
Çarklar döner
DELİ YÜREĞİMDE
Usandı eskittiğim yollar
Ben usanmadım sevdadan
Farklı söylemlerle
Takılıp kalan göğe
Kordon meyhanelerinde kadınlar
Kahkahalarla geceyi yırtarken
Afrodit için
Aşk öykülerinin anlatıldığı
Mitolojik efsanelerin gizemiyle
Heykel ustasının elinde
En gizemli gecesinde doğanın
Çiçekler her sabah uyanırken mutluluğa
Ağaç da birlikte büyür ansızın
Gizil gücün çabasıyla
Rüzgârlarla irkilen toprakta
Kimi zeytine durur kimi kiraza
DÜŞ GEZGİNİ
Düşler niye geceleri bekler bilir misin
Lale suskunluğunda
Başkasından gizlemek için kendini
Sana özgü olmak için
ERTELENMİŞ SESİ SEVDAMIN
Doğanın sır kapısında
Depreştikçe yalnızlığım
Saçımın aklığını anımsatıp
Gizil bir ötüşle
Aşklarımı fısıldadıkça
GÖNÜL HATTI
Her mızrap vurulmaz gönül teline
Gönül tezgahında dokunan
Kök boyaların sevda rengiyle
Alı vurulup yeşiline
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!