Nasıl geldin bilmem ki
Mevsimler ötesinden
Nasıl oydun bu yüreği gizlice
Bir Barak türküsü gibi derinden
Güz yorgunu gözlerime fer verdin
İçimdeki ölümlerin dirilen sesi
Saçlarımın gizli boyası beyazlara dur diyen
Uzak yolların yalnız kadını
Yüreğimde kabaran sevdaları bir bilsen
Taze ekmek gibi sıcacık buram buram
Anlatılmaz
Bir mühür gibi bağrıma basıldıktan sonra sen
Ne kazılıp atılman mümkün senin
Ne unutulman
Isırılmış ay varken gecede
Yıldızlar mahzun bakar
Erenler sabrı içinde
Sevdanın yükünü çeken,
Bal köpüğü gözlü kız;
Kirpiklerine çöken hüzünle
Yeşilırmak kıyılarında gün boyu,
Kaybolan aşkını arar.
En büyük ağrısı yüreğimin bu
Delice çırpınışı
Umutların en alımlısı gözlerimde büyüyen
Gecenin en ıssız köşesinde susması saatlerin
Sevilerin yücelmesi doruğuna
Sonra geleceklerin düşlenmesi
Hafiften tebessüm et
Yağma böyle kırık dökük
İçli bir şarkı gibi
Oyup durma yüreğimi
Sıyrıl karanlığından gecenin
Ben
Türkistan’da
Yedisu’dan
Yesevi kerametleriyle
Süleyman Şah’ın matarasında
Anadolu toprağına ulaşan suyum
Ben Türk sanatıyım
Orta Asya’dan geldim Anadolu’ya
Kimi yerde dokuma sanatı oldu adım
Konya
Sivas
Malatya
Üsküp’te
Üstüne türküler yakılan Vardar
Kaynağından Selanik’e kadar süsler doğayı
Sessiz bir çığlık gibi yüreklerde
Geçmişten geleceğe kuşkuyla akar
Yatağında çiğdemler, papatyalar, güz çiçekleri
Üsküp’ün iki yakasında
İki ayrı duyguyu yaşıyor insan
Türk mahallesinin
Patika yollarının dar sokaklarında
Memlekette gibisin sanki
Ya taşlı yollarındasın Sivas’ın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!