Giysileri sığır kokar ter kokar
Süt kokar oysa ağzı
Kadındır
Halden anlamaz ki arabacı Ökkeş
On beş yaş büyüktür karısından
Ben Nevruzum
Kiminiz bahar bayramı dersiniz bana
Kiminiz yeniden doğuş dersiniz
Alet edip durur kimileriniz
Toplumsal farklılıklara
Ne demirci Kava'yım
Biz işlenecek toprak gibiyiz öğretmenim
Eğitmezseniz
Çekersiniz cümlemizin günahını
Ali aslında anasına bakacak
Irgatlık yapıp
-Külebi’ye-
Elma çürüğü tadı içkilerin
Dolaştırıp duran düz yolda ayakları
Balıklardır yalnız özgürlüğe tok
Sevmezler ama bizler gibi toprağı
Ben öğretmenim
Atatürkçülüğün gerçek kitabı
Adım en uzak köylerde bilinir
Aydınlık olurum beyinlere
Buzlu gecelerinde Anadolu’nun
Ayaza kesen yüreklerle bir olurum
Zile’nin Şeyh Ahmet tepesinde
Bir sabah uyandığında iri çam
Yüzlerce çocuk gördü
Pür telaş
Her çocukta bir fidan
Askere giden İstanbul’u anlatırdı bize
Elliden önceki yıllarda
Ben daha önlüklü çocukken
Kenar mahallesinde Zile’nin
Ahırkapı derlerdi
Antigonia’dan günümüze
Beş uygarlığı bağrında saklayan
Siyasetlerin
Dinlerin
Kültürlerin aynası
Antik çağdan gelen İznik
Üç bin yılı aşkın yorgun yaşıyla
Kurucusu Antigonia’dan beri
Helenistik dönemden Osmanlı'ya
Huzurlu suların diliyle fısıldar
Beş uygarlığın gizini
Dar sokakların kaldırımları
Gönlüm gibi ıssız artık köşe başları
Bana mı öyle geliyor yoksa
Niye matem sükûtunda kaldırım taşları
Beni mi yabancı buluyorsun bu dar sokağa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!