Hayat, çocukluğumda bana sunulmuş bir armağan gibi gelirdi.,
Bir zamanlar ineklerle kelebeklerin konuştuğunu sanırdım.
Kelebeklere yaklaşamadım, ineklerden tekme yedim de, neden sonra uyutulmaya çalışıldığım anladım..,
Derken ciddi olmaya çalıştım, onuda beceremedim.., Sonradan sonraya her şeyi oluruna bırakmayı çare olarak görüp kabul ettiğimde aynaya baktım ki, şakaklarımda karalar ak olmuş...
Bilmediklerimin bildiklerimden daha çok olduğuna inanıyorum ve yaşıyorum Allaha hamd ederek.,
Yarışmak değil, insanlar arasına kar ...
Yoksun ya., Göz bebeklerimde.,
Müdrik ifadelerini zihnime kazırım
Tur-u Sina diplerinde, Musa’yı bekler gibiyim
Ateş alacağım dilinden, yunmak, yanmak için
Sürgitlerin divanesi gördüğün ben
Gözlerim nefes alsın gözlerinden
Berhavaya düşmeden, gel gör beni sevgili!
Bir dilek tuttum son ümit gibi, kıyısından kenarından
Canlanmadı hayalin, hem haz almadı dilim!
Renkler birbiri içine, görüntü sabit
Resimler silik, ve her şey bildik
Bilemediğim içindi
Tarifinin teferruatını aşkın
Sen saraylarda zevki sefada
Ben vefada, o zannedilen kaçkın
Kalksam yazmaya sayfalar almaz
Heminle gözlerimizi kapattığımızda
Kafamızın içindeki boşlukta yüzer idik
Özgürdük, olabildiğince vardık ve hürdük
Kaç yılı aşkın? Saadeti ebediye ye yürüdük
Kah sakin olduk, kah vecde gelip koştuk, koştukta
Kimi zaman ayaklarımız kaydı düştük. Yuvarlandık!
Yüzün bende olsaydı, mihraba döner evsafımı
Yed-i eminlerin yoluna koyardım, ben bu başımı
Vaat vakti saatinde, korkma kıyamete yanar, bu fener!
Kaçmak mı? Ruz-u mahşerden, metre yerine kullanıp ta arşını
Hangi kudret? Levh-i mahfuzda kalem oynatmayı dener
Ve bir günah keçisi bulup ta, sırtına vurur telaşını
Tohum suya çatlıyor
Tabi hicabında nem bulursa
(O kadar aceleci ki boy atmak için)
Bir kendisi birde Tanrısı var, başka kimse yok!
Diyor ki, büyümek istiyorum; Ey talih kucakla beni
Başı göğe verecek, bir istirhamım var!
İncinenlerin muhabbetinde hüzün
Eğri duruşla doğru konuşmak, ne kadar zor!
Somurtacak biliyorum, gün görene dek yüzün
Sanki Allah senden alıp benimkine kor..,
Zor, zor geçecek gibi seneler
Kim okuyor seni? ..
Mikyasın bendinde aklına alarak
Elinde simit, bir bardak çaya borçlu kalarak
Dar bir koridorun dibinden göğe bakmalı, gözlerinden
Gönlüne sızmalı, kalbinde hangi ülkelerin tapu kayıtları
Hücum aforizmaları, karayılan kâbusları
Bir yıldızın şavkı düşer
Düşer gözlerime yassı viranelerden
Ensiz bir düzde, upuzun uzanmış hüzün
Üzerime yıkılanlar, eskimiş gök efsaneleri
Benimde, benden öncekileri gibi
Taşlarım düşer duvarlarımdan
İçimde firar etmiş sevdalar
Bir haylidir aşk okurum yaralarıma
Sanırsın alev kusacak, alev şu dağlar
Öksüz yetim kim varsa, ses verir naralarıma
Ah! ipin ucu bir defa kaçamaya görsün
Bakar mısın, rüyalarımda feveran?
Mehmet Sani Özel!
Hayatta bir veya iki üç değil karşılaşabileceğiniz bir insandır..!
Kendisini sevgim saygım ve kabul olan dualarımla arşa kadar selamlıyorum..
Sabiha Rana
Doğrusu, şair olmayı hiç arzu etmedim ama bir şair gibi yorum yapmaya çalıştım, belkide..,
Şair olmanın çok külfetli, sorumluluk ve sabır gerektiren vakur bir duruş olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemle birlikte korkularım ve vehimlerimle atbaşı gidiyor sanki.,
Bakıyorumda, İnsanların (ma ...