Yokluk içinde
Destanlar yazdık
İğnemiz yoktu
Tırnakla kuyu kazdık
Suyu görüyorum
İki temel ilkesi var
Biri tevazu bir diğeri ahlak
Üzerinde yükselen din-i mubin-i
Temsile yeltenir
Lakin bulunduğu iki vakit var
Artık çok uzak
Ufuklardan batmakta
Havalar serin
Rüzgar ise sert esmekte
Yapraklar hazan
Yavaş yavaş yere düşmekte
Dört gözle bekliyorum
Sabah akşam selamını
Yüzündeki tebessümü
Baldan tatlı kelamını
Orda burda görüyorum
Bir akşam vakti
Rastladım ona
Yalnızdı bekleme durağında
Sevinmiştim deli gibi
Bir refleksti benimkisi
Kuyudan suyu içer
Doldurur işkembesini
Sonra da taş atar
Utanmaz kızarmaz yüzü
Oyun Stockholm’de geçer
Her şeyden vazgeçtim
Kendimden bile
Güneşlikler, tül perdeler
Sizi çekemem
Çift camlı pencereler
Sizinle de uğraşamam
Ne kadar güzel
Baharın gelişini görmek
Aşkla heyecanla
Tavında demiri dövmek
Baharlar senin olsun
Onu arıyorum
Gündüz sabahında
Gece karanlığında
Çocukların mutlu anında
Gariplerin derin ahında
Uçsuz bucaksız bozkırlarda
Talim terbiye kalmadı
Boya badana
oldu işimiz
Ehliyet liyakat kalmadı
Baldıza bacanağa koltuk
oldu işimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!