Dünya dönüyor.
Dönme dolap gibi.
Döndükçe tükeniyor
Eriyen mum gibi.
Bu yalancı bir dünya.
Bende hayat durdu.
Durmasa da zaman.
Sularken gülümseyen çiçekler.
Saksılarda soldu.
Yapraları, dalları sarkmış.
Kim derdi ki bir gün
Akıncı’dan kalkan uçaklar
Ankara semalarında uçacaklar
Kâh alçaktan kâh yüksekten
Ne kadar yüksekten uçsalar boş
Gönüllerde daima alçalacaklar
Yazan yazmış yazgımı
Sen bir daha yazma
Bu millete yapmadığın kaldı mı?
Bari sokağında hendeği kazma
Demokrasi, özgürlük ve barış
Yaşı kemale erdi de
Aklı kemale ermeye çok var
Kürsülerde çok şey söyledi de
İçinde doğrusu az yalanı çok var
Bir gece ansızın ortaya çıkarıldı da
Mevsim sonbahardı
Ağaçlar yaprak döküyordu
Yağmur yağıyordu
Bakıyordum pencereden
Mahallenin sokakları dardı
Kader bana ne eyledin
Vefasız bir kula düşürdün beni
Sevda beni kül eyledin
Vahasız bir çöle düşürdün beni
Gönlümün çölünde bir vaha
Asırlar geçti üzerinden
Duvarlarda asılı hala o hüzünlü yaprak
Uzaklardan hasretle bakınca gözlerinden
Döküldü, dökülünce ıslandı ağladı toprak
Mevsimler geçti üzerinden
Eski, yaprakları yıpranmış
Hatıra defterim vardı
Geçenlerde buldum okudum
Başında adı vardı
Sayfaları bir bir
Sinmiş kokusu vardı
Ne istedin
Yurt okul için arsayı
Rahmetlik Hacı Ali Dayı
Kimin için
Allah rızası için.
Kimisi çimento verdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!