Bahar mevsimiyle gelebilmek için sana
Hep gül ekiyorum uçurumlara!
Biliyorsun, kış yorgunuyum ben
Yağmurunla karşıla beni
Irmaklarınla gel
Güneşinle koş
Deli gönül dertli gönül
Hani nerde anılarım?
Köşe bucak arandım hep
Sende kaldı umutlarım.
Deli gönül dertli gönül
Kış apar topar geldi, sevdiğim
Önce şiirlerimiz üşüdü
Sonra şarkılarımız
Sonra kitaplarımız...
Kış apar topar geldi, sevdiğim
Bastığım bu toprak acı veriyor bana
içtiğim su
yürüdüğüm yollar...
İçimde eskimeyen bir yara var
kimselere açamadığım.
Koca kent uyudu son çığlıklarla
Gecenin alnına koydum ellerimi
Koynuma aldım üşüyen düşlerimi.
Zamanın düzensiz kalp atışları
Yeter artık, kırılsın bu ayna!
Esir düştüm kazandığım her savaşta
Bir gün öğrenirsin diye kavgayı
Yazık
Hâlâ mutluluk üretiyorum acılardan.
Yazık
Kalleş bir kurşun ıslığında adın!
Bırakıp gitme kavgacı yüreğimi
Zaman alevlenmiş yanıyor, bak
Kimliksiz anıların peşini bırak
Geleceğe uzat leylâk ellerini
Yakala ilk çığlığını yarının
Sığınma eskimiş acılara
Zaman ne çabuk yaşlandı
Çılgınca koştuk ardından
Tenimizin yasak kokusu
Hiç silinmedi anılardan!
Sana sesleniyorum şimdi
Hazarbaba dağından!
Bir şair efendisi
Aşk iki kişiliktir, diyor.
İki kişilik olsaydı aşk
Mutsuzluk olmazdı
Mutluluk da
Aşk tek kişiliktir aslında
Al götür yorgun sözlerini
Suların akşam rengini
Işıksız resimleri al götür
Bana bırak ıslak düşlerimi.
Al götür bütün mektupları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!