Yak ışıkları, karanlık soyunsun usulca
Utansın yalnızlık çirkin suratından
Konuş anılarla, geri dön takvim yapraklarına
Bağrına düşecek ilk cemreyi biliyorum
Bıraksalar
Önüne çıkan ilk kötüyü vuracaksın
Yalnızlığım / batık bir gemi
Yalnızlığım / boş bir orman evi
Yalnızlığım / parkta bir sonbahar
kuşatılmış bir halk
gerilla sabrı
kalleş bir kurşun!
Almidilli'ye
Gecelerimizi paylaşmanın zamanıdır artık
Umutları yarına taşımanın...
Artık bir kaçak gibi girmeyeceksin kapımdan
Yalnızlık vuruldu bir yaz akşamında
Tutma kendini mutluluğa ıslansın gözlerin
Ayrılık yok, vuslata yemin mevsimidir
Bırak tutayım ellerini, çoğalsın güzelliğin!
En iyi bilicidir zaman bütün bekleyişlerde
Yar!
Yalnızlığın bakir tenindeyim
Gece sessiz ve uzun
Yüzüme birikiyor zaman
Gül rengi bir düşün içindeyim.
-bekleyiş-
Güller yaslanmış kapıma
Yar mı geldi yoksa?
İçeride ekmek kokusu var
Geldi mi yoksa yar?
Kötü bir düşten uyandım
Eşyalar, sesler bana yabancı
Zaman kötü niyetli bir hancı
Eskimiş fotoğraflarımı öptüm
Mutluluk günlerimin siyah-beyaz aşkını
Ah, pişman olmayacak kadar yorgunum.
Günbatımında ak saçlı anılar
Hazar uyuyor iki dağ arasında
Mavi sularda yaralı gençliğim
Tuzlu çocukluğum ıslak kıyılarda!
Hazar yaralı tarihiyle yüzleşiyor
Bir yangın yürüyor hayata
Bir vurgun
Alevler içinde düşlerimiz
Anılar kül!
Yine de umut rahvan
Yine de sabır can.
Katmerli acılarla geçti günlerimiz
Kederden bir taç giydirdik yüreğimize
Ayrılıklar ülkesinin iki kralıyız şimdi
Kavuşmak: Bir savaş yangını içimizde!
Ne nisan yağmuru ne gül iklimi yetiyor artık
Umutları yeşertmeye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!