BİREYSEL SİLAHLANMA ÜZERİNE
Bir çaba, bir yarış ve bir tutku. Bütün bunların hepsi bireysel silahsızlanma mı yoksa bireysel silahlanma için mi acaba?
Şüphesiz ki bireysel silahsızlanma için pek çok çaba sarfedilmekte ancak bireysel silahlanma tutkusu öyle yüksek boyutlara ulaşmış durumda ki bütün silahsızlanma çabalarını etkisiz kılmakta...
Bilindiği gibi 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü. Günün anlam ve üzerine elbette söylenecek çok şey var. Ben burada yeni şeyler yazmayacağım. Yaklaşık beş yıl önce yazdığım bir yazıyı günün anlam ve önemine binaen yeniden yayımlayacağim. Bu yazımdaki seslenişi, serzenişi her platformda, her gün adeta avazım çıktığınca bağırmak istiyorum.Bu nedenle yeni şeyler söylemek yerine bu yazımdaki duygu ve düşüncelerimi yeniden paylaşmayı adeta ihtiyaç hissetim.
Bu yazımın üzerinden beş yıl geçmiş olmasına rağmen, her türlü bireysel silahsızlanma çabalarına rağmen, bireysel silahlanma ve bunun ortaya çıkardığı üzücü olaylar azalmamış ne yazık ki daha da artmıştır hem de çılgınlık boyutunda...
Hep düşündürmüştür beni,
Boks ve boksörcü!
Minderde, çayırda,
Yağlı yağsız güreşler…
Horoz dövüşü,
Köpek dövüşü,
Duydunuz mu?
Bana bukalemun demişler,
Varsın desinler!
Özü bilmeyenler,
Beni ne bilsinler!
Kem söz sahibine gerekir,
İstemem,
Ne bir ödül,
Ne bir aferin…
Hiçbir şey değil,
Kendim için!
İster inanın, ister inanmayın,
Bu gün isyanlardayım!
Şaşıracaksınız haline,
Bu munis insanın!
Nasıl olur demeyin,
Yazın(edebiyat) dünyasında en önemli eleştiri konuları, sanat, sanatçı ve eser eleştirileridir. Bu durumda eleştirmen de aslında bir sanatçı konumundadır; çünkü onun eleştirisi de bir okuyucuya hitap edecektir. Bu bakımdan eser, sanatçı, eleştirmen ve okuyucu arasında sıkı bir bağ vardır.
Ancak eleştirmenin görevi sanat eseri yaratmak değil, yaratılmış eseri bütün yönleriyle incelemek, eseri hem kendi okurlarına hem de o eser ve sanatçıyla ilgilenen okurlara daha iyi tanıtmaktır. Bu görevinden dolayı eleştiriciye çok büyük görev düşmekte, aynı zamanda çok da büyük sorumluluklar üstlenmektedir.
Her şeyden önce eleştirici objektif olmalıdır. Kişisel kurallara ve ilkelere bağlı olan, öznel ve önyargılı davranan bir eleştirmen objektif sayılamaz. Zaten çok çok öznel, çok çok ön yargılı bir eleştirinin sanatsal, edebi bir değeri de yoktur.
Bilinen pek çok bilmece vardır,
Aslında bu da bir bilmecedir,
Doğada her canlı bir canlıyı yer,
Zayıf olan insanlar neyi yer?
Aslında kimseye ihtiyacım yokmuş!
Benimkisi sadece bir yorgunlukmuş!
Başkasında aradığım şeyler aslında,
Kendimden başkasında yokmuş!
07.09.1991
ANIMSANAN SEVGİLİ İÇİN
Seni hatırlatır bana,
Çevremde ne varsa…
Seni hatırlarım,
Bana yönelen ne varsa…
BİLESİN
Sen benden uzakta olsan da,
Ben hep yanındayım!
Beni her an yanında bil!
Gel de istersen!
İki haftada 24 Bıçaklı, 12 Tabancalı ve 5 Tüfekli olay! (23.11.2010) Yazdır
Geçtiğimiz iki haftanın içerisinde yer alan dört günlük Kurban Bayramı boyunca özellikle bıçaklı saldırı olaylarındaki artış dikkate değerdi. Her hafta 3.sayfa haberleri olarak adlandırılan bölümümüzde silahlı ve k ...
Mehmet KIYAK
Mehmet KIYAK