Duyuramıyorum sana sesimi,
Ne kadar haykırsam da
Dünya vadisinin şu ölüm sessizliğinde...
Çıksam da her köşe başında karşına
Haremiler gibi,
Göremiyorsun sen beni
Bilir misin,
Çok uzaklarda ne dünyalar kuruldu
Senden habersiz...
Ne köşkler ne saraylar yapıldı,
Sultanı senin olduğun,
Ama hiçbir zaman göremeyeceğin...
Hadi bana beni çok sevdiğini söyle
Yalan da olsa inanacağım…
O da çok sevmiş, üzülmüş, ağlamış diye anlatacağım
Dost meclislerinde,
Bir yudum onur için...
Demesin insanlar ardımdan boş yere yandı diye
Bir dilek ağacının dallarına bağladım aşkımı
Oyalı bir mendille ve tek bir ilmikle…
Kaf dağının zirvelerindeki kardelenlerin
Sinesinde sakladım yıllar yılı…
Sararmış yapraklar arasında kurumuş bir karanfilin
Ben hala ninemin masal anlattığı çocuğum;
Yedi başlı devleri rüyasında gören,
Bir tatlı tebessüme bir sıcak yüreğe can veren,
Hala sokak başlarında yedi cüceleri gözleyen,
Ben hala ninemin masal anlattığı çocuğum…
Sen bakma bana,
Hasretin isyanıyla ettiğim sitemlere, sana...
Sen benim gül sarısı saçlarıyla
Hala bahar kokulu yârimsin...
Gecenin karanlığında yayılan
Bir düştü belki benim ki
Ama ben inanmıştım.
İnanmak,yaşamaktı belki de
Ben yıllarca o hayalle yaşamıştım...
Neden uyandırdınız ki.
Dünya bir karanfil bahçesiydi,
Bir gün batımın da,
Gözlerimden süzülen iki damla yaşla akıp gitti,
Yıkıldı bendeki sevgi sarayları,
Ümit binaları,
Mutluluk çiçekleri...
Bir gün batımın da karardı
Beni eskilerden sual etmişsin;
Maktulünü vurduğu yere dönen gibisin
Çöl oldum mecnunum içimde gezer
Kanayan yaramı sezer gibisin
Sultansın gönül divanımda
Önce adını fısıldıyorum dünyaya
Sonra bir yudum nefes alabiliyorum
Celladımdan merhamet umar gibi
Bir kaçış, bir vazgeçiş sanıyorlar bunu
Yürek yakan sevdamdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!