Gökyüzünde dizin dizin
Ayla beni yıldız yıldız
Güneş mehtap olsun sizin
Eyle beni yıldız yıldız
Bir ucundan bir ucuna
Nasıl da dalmış gözlerin sitem dolu
Sanki can evinden vurulmuş gibisin
Belliki gittiğin talihsizlik yolu
Terkedilmiş yıkılmış ölmüş gibisin
Elim yurdum vatanımsın
Evliyalar yatağısın
Koç yiğitler otağısın
Adıyaman Adıyaman
Sensiz halim pek de yaman
Şiirler seni söylüyor şarkılar seni
Dudakların nağme gözlerin ezgi
Saçını kement et bir bir as beni
Gözlerim yollarda kalsın sen gelme
Baharlar seni açıyor gonca gonca
Gurbet ellerinde garip kalmışım
Anadan yardan elimden oldum
Bir güzelin sevdasına yanmışım
Bir kanadı kırık kuş oldum
Bu hasretlik iflah etmez bilirim
Bir ummana döndü içimde hasretin
Savurur dalga dalga yutar beni
Geride bıraktığın acı hasretin
Vuru yerden yere çürütür beni
Hazana erer varlığım gül dalında
Gurbet elde neler geldi başıma
Ben diyeyim dağlar derdim dinlesin
Felek zehir kattı ekmek aşıma
Ben diyeyim dağlar derdim dinlesin
Çok aradım gurbet elde yarımı
Kim bilir daha kaç eylül geçecek
Kaç güz aralayacak kapımı
Kaç eylül uğrayacak pencereme
Sensiz neşesiz
Ve daha kaç dalım gazele dönecek
Rüzgarda savrulu...
Uzun gecelerde anlattık kendimizi
Bir elimizde soğumuş çayımız
Kendimiz anlatıp kendimiz dinledik
Acılarla bezenmiş dertlerimizi
Şafakların gürültüsüne uyandık
Sana suskunluğumu anlatmak isterdim!
İçimde kopan fırtınaların boğazımda duruluşunu
Bakışlarımın arkasındaki sırlı odalarımı
Dalgalarla sürüklenişimi çırpınışımı çaresiz
Bir resim çerçevesinde asılı yanlızlığımı
Ve kaybolup gidişini umutlarımın zamansız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!