Kendi gönül bahçemde
Oynuyorum tek başıma
Kırka merdiven dayadım
Söylüyorum tek başıma
Ben seni yavaş yavaş öldürdüm
Sensiz her saati saniyelere
Seni milyarlarca parçaya bölerek
Sistematik bir şekilde ve yavaş yavaş
İçimde ateşi
Ancak böyle söndürdüm
Taş kesildi arş-ı Alem
Baş kesildi oğlu Adem
Feri söndü ışığım hâlem
Söz bitti yazmaz oldu kalem
Yıkıldı surların Alamutun
Kor ateşler gibi yansada bu yalın
yüreğim
Kıyamam sana ben bilirsin ah
etmem
Etmem derdimi kimseye aşikâr
Yiğidin puslu yüreği
Şakırdayan kılıç ister
Kınında paslanmış kılıç
Zehirli kara kan ister
Yol yapanlar derler bize
Misk-i amberim
Didar-i dilberim
Benim en kıymetli hazinem
Miracıma giden yolda siracım
Meşkinle esrik
Efkarınla ser-i mestim
Gel yağmur da ıslanalım
Devrimlere yaslanalım
Bahar temizliği ile canım
Mutlu mesut yaşlanalım
Devrim yolu sisli olur
Maşukun için titretir
O mânâlı bakışlar
Hep mi kıvılcımladır ?
Kavruk yüreği yakışlar
O dilberin didarı
Beni bilirsin
Bırakıp giderim
Giderim de senin için üzülüyorum
Ve seni senden çok düşünüyorum
Elini bıraktığım anda
Tutunamaz düşersin
İncecik duygularım var
İşte şuncacık bi kalbim
Hassas ruhlu biriyim
Bir meltem değse çıt kırılırım
Böylede adam mı olur deme
Tam da böyle olur adam
Bir Dünya var hayalimde
Kurşun hesabı değil
Sevgi oklarının sayıldığı
Kardeşin kardeşle değil de
Cehaletle savaştığı
İnsanların çıkarda değil




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!