Yüreğim titriyor
Sürüklüyor
Kolay mı gitmek...
Alıp elinin içine yüreğini
Rafa koymak mümkün mü...
Alıp sevdanı koynuna
Bir ışık düşmüş ansızın,
Karanlık ormanlara,
Bir ürperti korku ile karışık,
Şaşkın bakışlar arasında,
Bir tebessüm,
Kısa bir an parlayan gece,
Sabah gördüm gün ışığını, gözlerim kamaştı
Hala etkisindeyim günü getiren ışığın,
Yansıması arayışa itiyor benliğimde
Suskun arıyorum kapalı gözlerle
Lakin cevap yok hala
Herhalde tadını çıkartmakta vefasızlığımın
Işıltı yükseliyor
Batan güneşin ardından
Öyle ki;
Umutsuzluk vadisini aydınlatıyor
Kurumuş yapraklara can katıyor
Dokunuyor zindanlarda zincirli yüreklere
Uzaklaşıyorum sahilden
Deniz isyanlar içinde
Kararıp dalgalanmakta
Ufukta görünmüyor, kara parçası
Dönüşü olmayan yolculuk
Bilinmezlik içinde
Essin istiyorum kasırga,
Tozlarla kaplansın göz ve kalbim,
Kurusun göz pınarlarım,
Çölleri aratmasın,
Dağlar çöksün üstüme,
İrkilmeye fırsat kalmasın,
Bir devrin
Kapalı kutularıydık,
Öfkemiz içimizde, neşelerimiz de.
Yaşanırdı sevgiler,
Boy boy fidanlar filizlenirdi,
İlkbaharın o muhteşemliği ile.
Bir iz bırakmak gerek,
Yürürken toprakta,
Bir iz bırakmak gerek,
Soluduğumuz havada,
Yani iz bırakmak zorunda,
Evet zorundayız bu dünya’da,
Ilık bir rüzgar esiyor,
Çevremi kapatmış olan dağların ötesinden,
O anda üşümüş olan bedenin,
Bir makaranın ip ucu gibi,
Yavaş yavaş çözülür,
Zincirler paslanmış,
Hani Gün ağırken,
Kalemin izlediği yol, gözlerinin algıladığı yansıma.
Hani güneş sevdalanırken dağa,
Kalemin eşlik ettiği dans.
Dans yerini bırakmakta kelimelere, satırlara,
Cümleler kavrulurken sıcaklardan, tuzlu titrek gözlerle eşlik etmekte zamana.
Ey silueti olduğum...
Vakit içinde;
Yaşam denen bir muammaya sığınan,
Alıp vermek arası ilişkiler değil mi?
Hareketi esas alıp; seni var eden…
Bağlanmıştın oysa şahdamarına;
Uçsuz bucaksız ihtimaller denizin balığı,
Ne altında mutlu olabildin, ne üstünde
Geçer Ömür dediğin;
Rabbim insana yaşamı bağışlamış, en özelini vermiş, en kıymetlisini kendinden olanı vermiş ve içinie koymuş…
Toprağı kanla canlandırmış, can katmış, çoğalması için su vermiş bir nefeslik ve emretmiş günü geldiğinde emanetimi alırım diye…
Evet, geçer ömür dediğin; ...
Kaçamak Tat…
Bugün yorgunluk süzülüyordu gözlerimden,
Gözkapaklarım ağırlaşıyordu sinsice,
Kahvenin tadı ile ayakta kalıyordum,
Tam o anda senin o gözlerin deydi gözlerime…
Bir irkilme,
Bir uyanış,
Bir usulca dokunuşla,
Bir yeşil değmişti gözlerime… < ...