Zamanda yolculuk,
Bir bilinmeyende durmak,
Ürkmeden ilerlemek, mümkün mü...
Güneşin içinde,
Merkezinde üşümek,
Yorganlara sarılmak, nedir bilir misin...
Dün gibi hatırlıyorum çocukluğumu,
Gök kubbenin altında yüreğimin çırılçıplak serpildiği günleri,
Hani hiçbir sakınca olmadan oynadığımız sokak aralıklarını.
Dün gibi hatırlıyorum okulda,
Annem gibi, canım yandığında göğsüne yaslandığımı,
Hani hasretin tanımını yokluğunda tanıdığım günleri,
Bir yaz akşamında
Farklı görünüyor
Tophaneden Kale içi
Bir Melodi üşüyor
Rüzgârın kollarında
Sallanan Zeytin dalları
Sigaranın ateşinde,
Belki de paketi aldığın an,
Ya da içine çektiğinde dumanı,
Bir barda otururken elinde kadeh,
Dinlerken güzel bir melodiyi,
Gezerken sokaklarında Antalya’nın,
Bir ut atılmış köşeye,
tozlanmış...
Heyecandan telleri tek tek,
gerilmiş...
Bekler gelsin diye üstadını.
Yıllar önce nice aşklara,
Bir müzik çınlıyor kulaklarımda,
Sanki yaşamın gizemini anlatıyor,
Kahpelikleri, sevgiye kezzap katanları,
Ağlarken insanların nasıl güldüğünü,
Utanmadan aldatırken,
nasıl haz aldıklarını.
Melodilerin Esrarı
Sevgi bir şarkıdır gönüllerde
Ta derinliklerinden kopup gelen saflığın
Yakalamak mümkün…
Dokunmak ister duyguya
Bilir misin...
Bilmemek nedir,
Vücudunda, beyninde,
Yaşamında,
Bir kitabın en heyecanlı,
Sayfasının eksikliğini,
Geçen günde...
Bir tutam gül kopardım,
Sevda tarlalarından,
Düşmesin diye sıkıca tuttum,
Kalbimde hissettim dikenlerin,
acısını...
Duygularım ağlıyor
Hapsedilmişlik kokan yürekte
İsyan eder bazen
Elinde 7,65’likle kovalar beni...
Bilmem neden, niçin
Güneşli günlerde değil
Ey silueti olduğum...
Vakit içinde;
Yaşam denen bir muammaya sığınan,
Alıp vermek arası ilişkiler değil mi?
Hareketi esas alıp; seni var eden…
Bağlanmıştın oysa şahdamarına;
Uçsuz bucaksız ihtimaller denizin balığı,
Ne altında mutlu olabildin, ne üstünde
Geçer Ömür dediğin;
Rabbim insana yaşamı bağışlamış, en özelini vermiş, en kıymetlisini kendinden olanı vermiş ve içinie koymuş…
Toprağı kanla canlandırmış, can katmış, çoğalması için su vermiş bir nefeslik ve emretmiş günü geldiğinde emanetimi alırım diye…
Evet, geçer ömür dediğin; ...
Kaçamak Tat…
Bugün yorgunluk süzülüyordu gözlerimden,
Gözkapaklarım ağırlaşıyordu sinsice,
Kahvenin tadı ile ayakta kalıyordum,
Tam o anda senin o gözlerin deydi gözlerime…
Bir irkilme,
Bir uyanış,
Bir usulca dokunuşla,
Bir yeşil değmişti gözlerime… < ...