İstanbul yetim
İstanbul kimsesiz
İstanbul’da hüzün var.
İstanbul’da öksüz geceler ağlıyor
Neden kurşun gibi iner üzerine yağmur
Neden İstanbul’u yumruklar?
Bir oğlum olsun
Bitmesin soyum
Mehdi’nin ordusuna katılsın son savaşta,
O son savaşta savaşsın torunum…
Bir oğlum olsun
Döktüğün her gözyaşına bir ömür adayan adam…
Yani ben…
Bu gece ne kadar da acizim…
Hıçkırıklarına hıçkırıkla karşılık veren, karanlıkta eriyen adam…
Yani ben…
kadınımsın...
kadınım kal...
öfkelenme her şeye olur olmaz.
kıskanma lüzumsuz yere.
ağır bir osmanlı kadını ol.
sana bakan, titresin konuşurken.
Sustu kelimeler, zaman kaçtı korkudan
Gözler nemlendi, akmadı sabaha kadar
Nefesim kesildi, boğazım düğümlendi
Ömrün ömrümüzü çaldı sabaha kadar..
Sevdiğim ve beni seven kadınlar
Yağmur olsam dolsam gözlerine
Ve yağsam…
Islatsam yalnızlığımı
Islatsam ve sele boğsam sensizliği…
Sonra sadece sana görünen
Son gökkuşağı olsam…
Bugün ilk defa başımızı önümüze eğdirdin
Kafamızı gömdün toprağa
Sana bakan gözlerimizi gömdün.
Seni anlatan dudaklarımızı
Sesini duymak için yaratılan kulaklarımızı
O uzun saçlarımızı gömdün…
Umut sabrın arkadaşı olur, hiç terk etmez seveni
Zaman kovalar yarışırcasına, saniye ile yelkovanı
Günler haftaları kovalar, gelmez beklenen kadın
Bahane kol kola girmiş, ayrılık mı senin adın?
Kızıl gün batımları vardır artık, kadranın gövdesinde…
Akrep topal kalmalı, yelkovan sürünmelidir dizleri üzerinde
Saniye aranmamalıdır bildik köşelerde,
O da vurulmalı,
O da gömülmelidir hayatın her anında
Geriye,
Martılar kadar hür olsun duygular
Duygular, sahile vuran dalgalar kadar güçlü
Güçlü bir çığlık kopsun yüreğinin tam ortasından
Ve bir an dur!
Dinle…
Kimedir bu sesleniş?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!