Yok mu Yâ Râbb nevbahardan hiç umut
Kış ayından çok usandım, yaz hani?
Nârı nûr et, bir ışık yak az avut
İkramından hüzne kandım; haz hani?
Dert musîbet, ömrü külfet âcize
Zâlim zulmü "meziyet", kötülüğü "kâr" sanır
Gerçekte -er ya da geç- hep iyiler kazanır!
***
Her yerde bir nizam var, niyetleri sezen var
Bilsem ki özlemin gerçek ve büyük
Doğarım ufkuna gülümseyerek
Beyhûde bekletip olmam sana yük
Sevgimle sararım, "gülüm" diyerek.
Kırsan bile beni darılmam inan
Ne zaman bir kış günü göklerden süzülse kar
Anılar dile gelir gönlüme hüzün akar
Diyorlar ki "her ateş düştüğü yeri yakar..."
Şimdi Ferhat misali dağları aşıyorum
Bu gerçeği kış günü yanarak yaşıyorum.
Okuyup, yazdığım güzel sözleri
Sanmayın, hatadan beriyim dostlar.
Erdem bahçesinden derdim özleri
Yine de hedeften geriyim dostlar.
Suretim gam döker, gönlüm sımsıcak
Kasvet dört bir yanı sarmış, kuşatmış
Açan çiçekleri göremez olduk...
Kederli kalplerde gemiler batmış
Yaralar çok derin, saramaz olduk...
Gedikler açılmış muhkem cephede
Vaatlerin fay hatları sarsılınca tam yerinden
Umuttur altında kalan seçim denen heyelanın
Kaybedenin kanatları kırılırken kederinden
Farklı diyen varsa yalan; ardır adı zay olanın
Değişen ne lisan, aksan, ne kıravat ne mal noksan
erenler dergâhında
nic' öğüt var
***gül gibi.***
kimi serde cem eder
kimi kaçar
Bir gemi; rıhtımdan uzak mı uzak
Yolcular beyazlar içinde, sessiz.
Gizemli bu yolda konuşmak yasak
Dostlardan ayrılmış, kalmış kimsesiz.
Tek tip elbiseler; yakasız, kolsuz
Mel'un mâhır, koca bir dev; "ezdim" diyen beri gelsin
Rafa kalkmış en zor ödev; "sezdim" diyen beri gelsin
Miskin hâli hoş gafile, ne söyleşen boş, nafile
Şol cihânı rehber ile; gezdim diyen beri gelsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!