Bilirim sebebini; sormam ki neyin nesi
Bilmeyen zanneder ki, kuşlar izinli bugün...
Bir başka gür çıkıyor deli rüzgârın sesi
Ağaçlar müteessir, dallar hüzünlü bugün.
Gözleri yaş dolsa da bir hicrân şarkısından
Aşkının uğruna gam girdabına
"Dalarım" demişti; yâr...diye sevdim.
"Umudun olurum, çile kabına
Dolarım" demişti; yâr diye sevdim.
Hayatın gerçeği geceye inat
Tozpembe sanmıştım yer, gök, kâinat.
Bir yolcu gelir geçer, bir gönül bahçesinden
Yaşanan güzel günler, anılarda an olur.
"Elvedâ" düşer son kez, sayfaya lehçesinden
Kimi okur, anlamaz; kapristir sanan olur.
Oysa kırgındır gönül, biraz yorgundur kalem,
Bir ana rahminde yolculuk başlar
Herkeste bir sevinç; "gel" seni bekler
Dem tutar heyecan, tatlı telaşlar
Bağ-bahçe şenlenir, gül seni bekler.
Harâreti artar hadsiz sevincin
"Tesadüfen" var olmuş, sözde, herşey, hiç yoktan
Yer, gök, hava, su, deniz; tesadüftür diyor kör!
"Kâr" Hakk'kı inkâr olmuş, sınır aşılmış çoktan
Sorsalar kedi deriz; oysa insandır nankör!
*
Her vesile fırsat deyip bugün yine bitkin, harâb
Zelil nefsim sürükeyip, af kapını çaldım Yâ Râb.
Sırat yolu ince, çetin, şükür bekler her nîmetin
Gençlik varken ben kıymetin’ bilmeyen bir kuldum Yâ Râb.
Haslet pazarının gözdesi kibir
Benlik belâsına yetmiyor kıdem.
İns ile İblis'in dünya zevki bir
Nasihat beş para etmiyor bu dem.
Küfür, sayılınca "söz sanatı"ndan
Varsın ele olsun ebet; ömür denen andır bize
Ten içinde saklı servet, emânet bir candır bize.
"İmtihana tâbi herkes", böyle diyor ilâhî ses!
Boşa geçen her bir nefes, affı zor ziyandır bize.
Yüzünde yüz tebessümle salınıp gezen güzel
Kadehinde ab-ı Kevser, gözünde fer bitmesin.
Uğramasın civarına câna cefâ müptezel
Gülzâr olsun bastığın yer, talihin kin gütmesin.
Eğilmesin başın öne mahzûn olmasın yüzün
Niye parklar böyle boş, uçurtmalar hep yerde?
Söyle şair, burası, Filistin mi, Irak mı?
Neden ürkmüş çocuklar, ne işi var siperde?
Nasıl düşmüş bu hâle? Yine aldanarak mı?
Neden yıkık binalar, her yer tarumar olmuş?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!