Masumduk Hepimiz Şiiri - Hatice Elveren ...

Hatice Elveren Peköz
86

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Masumduk Hepimiz

Masumduk hepimiz;
Saf ve temiz duygularla büyümüştük.
Analarımız yün ve pamuklara sarıp sarmalarken, sokaklara ilk yağmurla kar düşerdi.
Ninelerimizin anlattığı masallarının başkahramanı olurduk hep.
Çok sürmezdi;
İyiler kazanır, kötüler cezalandırılır, hilekarlar hep kaybederdi.

Ah ne güzel çocuklardık öyle.
Bazen, Hayriye Teyzenin eriklerinden aşırırdık,
Neziha Halanın çiçeklerinden öğretmenimize götürürdük.
Onlar çoğu kez görmezden gelirdi,
Bazen de ellerinde birer sepet yemişleriyle yolumuzu beklerdi.
Gülümseyen yüzleri vardı ve hiç olmadığı kadar hoşgörülü…
Büyüklerimiz manav ve kasaba giderken,
Bakkalcı Mehmet Amcadan alışveriş yapardık.

Çocuktuk ve bir gün birden bire düş bitti.
İlk önce erik, kayısı, incir, üzüm ağaçları dalında kuruyarak çürümeye yüz tuttu,
Ardından Hayriye Teyzenin erik ağaçları yerinden söküldü,
Neziha Halanın gül bahçesi talan edilerek çoktan bozkıra dönmüştü,

Çok sürmedi;
Yerine koca koca beton binalar dikiliverdi.

Sonunda Hayriye Teyze ile Neziha Hala beton yığınları arasında kaldı.
Ürkek bakışlarla yeni kuşaklara acıyarak bakıp hayıflanıyordu.
Bir süre daha toprak kerpiçli evlerinde yaşama tutunmaya çalıştı, direndi!
Ama çok sürmedi;
İkisi de birer hafta arayla hayata gözlerini yumdu.

O zamanlar hayata yeni yeni göz kırpan çocuklardık işte.
Aynı sıralarda gül yüzlü öğretmenlerin çoğu şarka sürüldü.
Yılların imamı görevinden alındı ve yerine başkası geldi.

Çok sürmedi;
Okullara dili başka, sözü başka tepeden inme adam ve kadınlar getirildi.
Çoğunun yüzleri asık, katı ve soğuk bakışlıydı.
Eğitimden çok işleri güçleri siyaset yapmaktı.
Derken siyaset, ilkokul sıralarına kadar indi.
Çok sürmedi;
Yeni gelen kadın ve adamların çoğu köy, kasaba ve şehirlere yabancıydı.
Halkın değil de birilerin adamı olduğu söylendi.
Nedense belli bir misyon üstlenmişlerdi.
Art niyetleri söylemlerine, bakışlarına kadar sinmişti.
İlk önce mahalleyi kendi arasında kutuplaştırmakla işe başladı.
Kimileri onları benimsiyordu çünkü.
Kimi de niyetlerinin kötü olduğunu daha başından anlamıştı.

Çok sürmedi;
Kasaba ve şehirlere ölümünün sessizliği indi.

Çocuklar aynı, toprak aynı topraktı.
Nedense yabancı kadın ve adamların gelişiyle çok şey değişmişti.
İnsanların çoğu gülmeyi unutmuş,
Köy ve kentlerde garip ve gergin bir hava yayılmıştı.

Çok sürmedi;
Küçüğü ile büyüğü arasında onlarca ayrı fikre bölünmüş, kılık-kıyafeti değmişti.
Bir takım insanlar gibi TV kanallarının çoğu tek ses, tek renk oluvermişti.

Hayata umutla bakan genç çocuklardık oysa;
Derken birden bire büyümüştük.
Aynı sıralarda, zeytin ve portakal bahçeleri birer birer sökülüyor,
Yeşilin akciğerlerine mantar gibi beton yığınları yükseliyordu.
Derken mahalle ve şehirlerin havasını katran karası fabrika dumanları sarmıştı.
Hastaneler çoğu akciğer kanseri olan insanlarla dolup taşıyordu.

Çok sürmedi; Bakkalcı Mehmet Amca da hayatını kaybetti.

Sahillere termik santraller kurulurken kanser grip gibi sıradanlaştı.
Diğer yandan da bakkalların yerinde dev AVM’ler dikiliyordu.
İhale ortakların geneli yeni gelen adamlar almıştı.
Çok sürmedi;
Çoğu görevinden istifa etti ve siyasete girdi.

Yeni bir kuşağın masum çocukları büyüyordu ki…
Çok sürmedi;
Köylü ve kasabalılar şehirlerin kuru kalabalığına karışmıştı.
Çocukların ayakları toprağa değmiyordu hiç.
Topraklar, yabancılara kat karşılığında satılmıştı.
Bunca tüketim çılgınlığı gözleri ve aklıları köreltmişti ki...
Çok sürmedi;
İnsanların çoğu köy ve kentlerde kendi topraklarında yabancı olmuştu.

Çok sürmedi;
Sonunda köylünün çoğu borç batağına girerek her şeyini kaybetmişti.
Kimi kredi borçları yüzünden, kendi topraklarından sürüldü.
Kimi de kendi evlerine kiracı konumuna düşmüştü..

Hatice Elveren Peköz

Yazı Atölyesi editörü: /

Hatice Elveren Peköz
Kayıt Tarihi : 1.11.2019 22:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hatice Elveren Peköz