Hazırlan birazdan akşam olacak,
Birazdan üzerimize yoğun bir sis dumanı,
Bir yorgunluk düşecek.
Yine dertlenip kederleneceğiz.
Haydi, hazırlan zifiri karanlık çökmeden,
Sis dumanından kaybolmadan…
Gece gece ağlayasım var,
Tutamadım yine kendimi,
Aktı yanaklarımdan gözyaşlarım.
Akıp ıslattı yastığımı gözyaşlarım,
Ağlayış çığlıklarım karıştı birbirine.
Bozdu çığlıklarım odanın sessizliğini...
Sesini duymak ne güzel şey;
Yalnızlık içinde kaybolan,
Gece karanlığında…
Çatıdaki güvercinlerin kanat çırpışındaki;
Melodi sesinde…
Yine özlettirdin kendini bana.
ben sonbahardım; döktüğüm son yaprağım sendin.
ben bir nehirdim;
döktüğüm son yaprağımı, son damla suyumla sana taşıdım.
ben bir zindandım; sen ise bir uçurumdun.
ben intihar bir gülüydüm; sen ise beni uçurumdan çekip sürükleyendin...
ölüme terk edilişimin sebebiydin...
Yıllar geçti aradan,
Saymadım kaç yıl oldu.
Hep sonbaharda geleceğim derdin.
Söyler misin sevgili?
Bu kaçıncı sonbahardır sensiz ve yalnız geçiyor.
Bu kaçıncı sonbahar erteleyişin,
Uzun sürerdi gidişlerin
Gidip te geri dönmeyişlerin.
Her gün erkenden uyanır
Belki gelirsin diye kapıyı ardına kadar açardım.
Açardım ki; çıktığın o kapıda tekrar rahatça girebilesin.
Seni beklerdim akşamın geç saatlerine kadar
Kızıla çalıyordu batmakta olan güneş.
Gökyüzünde yağmur sonrası,
Dağılmaya başlayan bulut parçalarıyla doluydu.
Yağmur sonrası oluşan küçük su birikintilerin de;
Gökyüzündeki bulutlar şekillendiriyordu.
Güzel bir tablo çizerek gözlerde…
Tanrı ikimizi zamansız yaratmıştı
Seni uçsuz bucaksız bir çölün ortasında,
Beni ise yalnızlıklar diyarında…
Hep yürek burkan bir şiir olurdun
Ben okur okudukça özlerdim
Hasretin ağır gelirdi…
Öldüğümde, gel başucumda otur…
Uzun uzun bak yüzüme,
Ellerimi tut.
Yüzüme bak, son bir kez olsa da,
Gözlerimin içini oku
Ve derin derin düşün;
Uzun bir aradan sonra senle hiç beklenmedik bir durakta, bir istasyonda karşılaşmak ne güzel bir his. Oysa ben seni yıllarca kuş cıvıltıları arasında, deniz dalgasında, rüzgârın boğucu uğultusunda aradım. İyi gördüm seni, değişmemişsin, bırakıp gittiğin gibisin. Sadece gözlerin küçülmüş gibi. Yalnızlıktan, ağlamaktan olacak oda. Nasıl bir duygu yaşıyorum içimde bilmezsin şuan. Anlamadım yüreğimdeki bu ürpertiyi tam unutmuşum dediğimde seni öyle karşımda görmek yine heyecanlandırdı beni. Bu heyecanımı sana belli ettirmemeye çalıştıysam da engel olmadım. Ellerim yavaştan titredi, sesim titrek titrek çıktı… İyi olduğunu söylüyorsun, sevindim açıkçası iyi olmana. Her nedense benimle konuşurken eski günlerdeki gibi konuşuyorsun. Acaba sen de unutmadın mı beni hala? Bırak sesin boğuk çıkmasın, heyecanlanma ve kalbini yeniden umutlandırma sevgili.
Rahat ol sen, bir daha rahatsız etmem seni. Böylede karşılaşmak istemezdim seninle. Mademki; karşılaştık hatırı sayılır günlerimiz için bir hal hatırını sorayım dedim. Birlikte kahkahalarımız, gülüşlerimiz, ağlayışlarımız, sevinçlerimiz ve acılarımız oldu. Bunların bir hatırı olduğu için sana “merhaba” diyorum. Ve artık bilmeni de isterim ki; seni gördüğümde heyecanlandıysam bile “Seni Sevmiyorum.” Her şey o son kez kapıdan çıkıp gitmenle bitti. Sildim seni içimden. Bütün bunlara rağmen hala çok güzelsin ve çok güzel bakıyorsun. Sana bu güzellik içinde “mutluluklar dilerim sevgilim.” Yolun sonuna geldim inmem gerekiyor bu durakta.
Yalnızlıklar içinde “HOŞÇA KAL” Sevgili.
-İSTANBUL-
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!