Aşk kelimelere sığabiliyorken,
Neden ayrılık bir türlü dökülemiyor cümlelere?
Şimdi yalnızlık içinde gece,
Sensiz kalkıp gidiyorum her zaman birlikte gittiğimiz yerlere.
Yokluğunda sızıp kalıyorum kuytu bir köşede,
Sessizliği bozan bir gürültü olur bedenimde.
Artık umurumda değilsin;
Kiminlesin, ne yapıyorsun,
Hangi kör olası eli tutuyorsun
Beni hiç ilgilendirmez...
Mutlu ol ve çekinme de artık kızmam sana
İster açık uyu ister üstünü ört...
Hadi kalk gel yağmurun altında konuşalım,
Konuşup barışalım yeniden
Sonra yağmurun altına girer ıslanırsın.
Islanıp temizlenirsin günahlarından.
Sen günahlarından arınırken yağmur altında,
Ben de sana kahve yaparım.
bazen bir türkü olurum
sözlerinde seni bana hatırlatan
eşlik ederim türküye
seni bana yakınlastırsın diye.
seni hatırladıkça kelimeler boğazımda düğümlenir
ortamı sessizlik alır
Anlat bakalım nasılsın sen, nasıl geçti yokluğumda günlerin?
Yüreğindeki sızılar dindi mi, kanama sancıların geçti mi?
Seni benim kadar sevebildi mi avuntusuz gecelerde?
Susuyorsun. Konuş neden konuşmuyorsun sevmedi mi seni benim kadar, benim gibi sana aşk sözleri söylemedi değil mi?
Saçlarının kokusunu içine çekmedi, aşkın sandığın adam meğerki aşkın değilmiş, yüreğine dokunmadı ruhu değil mi?
Teninin kokusu sinmedi kokusuna sarhoş olmadı geceler boyu sevişmelerinde susuyorsun… Susma konuş.
…Uzun yıllar sonra tam da unuttum demişken yağmurlu bir akşam çıkıp geldin. Gelip kapıma dayandın. Senin gidişinle ölmüştüm ben. Hani sensiz nefes almam diyordum ya. Yaşamak o kadar zordu ki sensizliğinde. Gece gündüz demeden çıkıp seni aradım kuşe bucak. Belki bir umutla bulurum diye. Oysa giderken ardında çıkan fırtına temizlemişti; gidiş yolundaki bütün ayak izlerini. Ne adres ne de bir iz vardı elimde. Yolunu kaybetmiş bir çocuk gibi düşmüştüm seni aramaya.
Şimdi yağmur mu getirdi seni bana? Yoksa gidişinin bir hata olduğunu mu anlayıp geldin bana? Dışarda gürül gürül yağan yağmur seni hem yormuş hem de çok ıslatmış. Hadi geç içeri, ben bakayım şu kar dolabına belki atmadığım bir parça elbisen vardır hala. Bilmiyorsun sen tabi ki; senden sonra bu evde ne izin varsa hepsini sildim. Atılacakları attım, yakılacakları yaktım. Tek şu odamda olan resmini atmamıştım. Uzun bir ara ona bakar geceleri öyle yatardım. Senin izini tamamen kaybettikten sonra, duvardan indirim çerçevesini kırıp fotoğrafını da yakacaktım ama bir türlü yapamadım bunu. Kırıp ta yakamadığım resmini yine duvara asıp üstünü kara bir çarşafla örttüm bir daha o gül yüzlü yüzünü görmeyeyim diye.
Uzun yıllar geçti yokluğunda. Hasretin bir kül alevi gibiydi. Sigaram yoldaşım oldu. Gece yalnızlığım, ağlayışım esirliğim oldu. Neyse ben bakayım şu kar dolaba da sen ıslanmışsın gir banyoya güzelce sine temizlen. Ben de sana giyecek bir şeyler hazırlayıp getireyim. Sonra uzun yılları ayrığını bir bir konuşuruz.
Biliyorum yolun uzundu yorulmuşsun. Gel otur yemeğini ye. Ellerimle yaptım, ayrıca ne tesadüftür ki; senin en sevindiğin yemektir. Bilmem hala seviyor musun? Sen neden hep susuyorsun? Yoksa geldiğine sevinmedin mi? Kolay değil anlıyorum seni, bırakıp ta gidip yıllar sonra belki de istemeye istemeye geri dönmek. Ben seni biraz yalnız bırakayım sen yemeğini yerken ben de odanda yatağını sereyim yarın tekrar konuşuruz her şeyi. Tabi ki; sabahın erken saatlerinde çıkıp ta gitmesen tekrardan…
…
Gece yorucuydu hasret içinde kalmak ve sen ne yaparsan yap, yine sen odanda ben de odamda yatacağım. Birlikte yatmayacağız. Ne olur sus fazla ısrar etme. Yeter artık birlikte yatıp ta dokunmam sana. Her nasıl geldiysen bana öyle kalacaksın ta ki; her şeyi anlatana kadar. Eğer hala kimse dokunmadıysa tenine, kimse tutmadıysa elini o zaman yine benimsin tıpkı eski günlerdeki gibi. Yok, biri koklamışsa tenini, tutmuşsa elini, öpmüşse yanaklarında o zaman sen benim için tamamen yok olmuş olacaksın. Bak sana git demiyorum. Hadi sen gir yatağına. Ben üstünü örtüp, elektriği söndüreyim. Uyu kendine derin derin rüyalara dal. Hadi güzel gecelerin olsun sana iyi geceler.
Bu şehirde senden yana ne varsa,
Bu akşam çıkıp hepsinin izini sileceğim.
İlk önce seni dünyam kadar sevdiğim yüreğimden söküp atacağım.
Üzülmeyeceğim gidişine;
Kaç kez gitmeni engellediysem de sen bir kez kararlıydın gitmekte.
Boyutsuz bir sevdaydı bu.
Sana bir yazı yazdım giderayak okursun diye. Akşam evde ben yokum. Kendine iyi bak demeyeceğim sana. Çünkü uzun zaman oldu görüşmeyeli. Telefonlarıma cevap vermiyorsun, hep meşgulsün. Biliyorum her şey aniden bu kadar gelişti, bizi birbirimizden ayırdı. Seninle birlikte olduğumuz süre içinde sana her şeyi öğrettim diye düşünüyorum. Ve başarılıda oldum bunda.
Mesela; geceleri yalnız kaldığında ne yapman gerektiğini, aşk kapıyı çaldığında nasıl davranman gerektiğini, konuşmayı öğrettim sana. Kelimeleri düzgün kullanmayı, kelimelerle dans eder gibi cümleleri yazıya dökmeyi öğrettim. Noktayı ve son noktanın ne zaman ve nerde kullanılacağı öğrettim. Peki, ben senden hiçbir şey öğrenmedim mi? Elbette öğrendim. Gökyüzüne bakmayı, geceler boyunca duygu yüklü şiirler yazmayı, derin hisler uyandıran şarkılar dinlemeyi biraz da âşık’ laşmayı, ağlamayı… Belki aşkı sende öğrendim olabilir. Ama en çok aşkı ben öğrettim sana. Âşık olmayı, âşık olduğunda ne yapman gerektiğini öğrettim sana. Uykusuz gecelerde kalbine iğne batar gibi hisler uyandıran aşklar öğrettim. En çokta kendimi sana öğrettim. Kim olduğumu öğrendin. Hayat bir tekrar oldu benim için seninle birlikte olduğum süre içinde. Şimdi gideceksin bu akşam. Sana gitme demeyeceğim. Gitmenin sonuna üç noktanın değil de nokta konduğunu öğrettim sana. Bu da her şeyin bittiğini gösteriyor, sürdürülemez olduğunu anlıyorsun. Git. Evet; gitmekte haklısın, bazen gitmek gerekiyor. Sana özlemeyi öğrettim. Belki uzakta sevdiklerini daha çok özlemeyi kavramlaştırırsın. Sevgiyi öğrenirsin, uzaktan sevmenin bir başka olduğunu öğrenirsin. Ben sana hayatı öğrettim, sen gittin. Ben kaldım hayatsız ve ölümlü bir şekilde. Olsun yoksan yanımda, gece rüyalarımdasın sen. Şimdilik sana yazacaklarım bu kadar. Uzaktan iyi özlemler ve sevgiler sana.
TAKSİM/İSTANBUL
Seni çok sevdim… Hem de ölesiye sevdim. Gökyüzü kadar kocaman... Sığmadı yüreğime sevgim, sığdıramadım seni kendime… Sevgim hep taştı bardaktaki su gibi… Bilmem ki seni bu kadar çok sevmem neyine yetmedi. Az mı gelmişti seni seviyorum deyişlerim ya da az mı dolandı beline ellerim geceler boyunca. Ağlamak dokunuyor insana değil mi? Kendini suçlu hissetmek ve hiçbir açıklaması olmadan birilerini geriden bırakıp çekip gitmek. Ardından geceler boyunca ağlamak, üşümek, çaresizlik, yalnızlık bırakmak ne zordur değil mi? Duydum ki sen geceler boyunca ağlıyormuşsun yokluğumda. Bilmem ki niye ağlıyorsun seni terk edip giden ben değilim sensin beni terk edip giden. Yoksa aklına mı geldim. Aklına gökyüzü kadar seni seviyorum deyişim mi geldi? Kocaman sevgim… ve çekip gidişin beni yalnız bırakışın mı aklına geldi? Evet, yalan söylemiyorum seni halen unutmadım ve her gün biraz daha özlüyorum. Ama yüreğim yeni bir yarayı kaldırmaya tahammül edemez. Onun için sana çık gel demeyeceğim. Kaç gece ağladım yokluğunda, kaç gece sarhoş oldum yokluğunda, kaç gece karanlık oda da sadece sessizliğin sesini dinledim.
O zaman hiç mi aklına gelmiyordum. Hiç mi yanakların gözyaşlarınla ıslanmadı benim için. Beni bırakıp gittiğin zamanlar bu günleri yaşayacakların aklına gelmedi. Yüreğin hiç mi sızladı bensiz olduğun günler. Gelme ne olur. Her ne kadar seni unutmamış ve özlüyorsam da alıştım yokluğuna. Yalnızlık arkadaşım, ağlayış çığlıklarım dostum oldu? Şehrime gelme… İstemiyorum artık seni. Gökyüzü kadar sevdim seni… Kocaman… Ama anladım ki o kocaman yüreğin bir uçurum boşluğundan başka hiçbir şey değilmiş… Hani intihar edersin ya uçurumda kendini boşluğa bırakırsın işte senin de yüreğin tıpkı o uçurumdu sevgilim. Tutunacak tek bir dalın yoktu. Sana seni seviyorum dedikçe sen de başkasına seni seviyorum dedin.
… Kocamandı gökyüzü. İçinde her şey vardı; sevgiden aşka, nefret, ışıldamak, yok olmak, gülüşler… Ama en çokta ihanet vardı. Senin bana olan ihanetin. Kocamandı sana olan sevgim. Neyine yetmedi de çekip gittin. Ve beni günlerce yalnız ve uykusuz bıraktığın yetmezmiş gibi tekrar gelmek istediğini söylüyorsun.
Peki, mademki öyle, mademki aklına geldim, mademki beni özlediğini söylüyorsun. Seninle birlikte olmak istiyorum deyişin içimi çok ferahlatsa da benim de sana bir sözüm var sevgilim. Oda şudur: "senin gidişinle bir kez ben sana kocaman bir "hasiktir"" çekmişim.
-ERZİNCAN-
Yağmur yağıyor bardaktan boşalırcasına...
Baştan sona kadar ıslanan bir ben…
Şimdi ağlasam senin için,
Gözyaşlarımı kimse görmez değil mi?
Ve senin için ağladığı mı kimse de bilmez.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!