gözyaşımızın hepsi bu değil,
bu yalnızca bir günde biriken...
develer tellal iken üzülmeye başladık biz,
pireler berber iken...
biz en son,
kolumuz kısayken şendik...
sen bana gülümsersen,
kuru soğan tatlı olur,
kuru ekmek pasta olur...
sen bana somurtursan,
sarı kavun hançer olur,
beyaz peynir susta olur...
komşular bir lokma et getirdi bayramda,
annem o bir lokmayı kaç kişiye pay etti...
normalde kuş yese doymazdı da,
annem sevgisini katınca hepimize yetti...
karnım doyunca,
kalkıp anneme sarıldım birden...
dün yılın en uzun gecesi yaşanmış,
bugün arkadaşlar söyledi...
ben hiç fark etmedim inan ki,
yalnızlara her gün 21 Aralık çünkü!..
benim yaşadığım yarkürede,
böyle bir döngü yoktur...
eskiden durgun değildim böyle,
eskiden daha canlıydım...
eskiden beklentilerim vardı benim,
eskiden daha heyecanlıydım...
eskiden yerimde duramazdım,
eskiden kalıbıma sığmazdım...
her güzel şey gibi,
eylül de bitti işte...
yapraklar hovarda bir rüzgara,
ben karamsar bir duyguya kapılıyorum...
içimde türlü endişeler var,
aklımda gel-gitler...
eylül geldi.
bohçasında bir ton şey var,
yanında saz ekibi...
yorgun görünüyor.
yorulur tabi.
kolay mı,
''çaya kaç şeker atayım diyen biri olmalı"
demiş ya şair...
çaya kaç şeker attığımı bilen birini isterdim şahsen...
neyi sevip,
neyi sevmeyeceğimi...
neye kızıp,
farkındasın değil mi,
ömrümüz direnmekle geçiyor?..
ona diren,
şuna diren!..
öfkemiz her daim,
gülüşümüz nadiren...
bir yaz ortasında,
bir gece yarısında...
veresiye satanlar gibi oturuyorum evde,
kafam iki elim arasında...
elimde sigaram,
dilimde adın...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!