benim,
bu hayatta,
bir dilek hakkım tek vardı...
onu da,
sen evlendiğin zaman,
sana mutluluklar dileyerek kullandım...
küçükken,
büyük bir hayalim vardı...
gerçekleşmesi sekiz yaşımdan kırk yaşıma kadar sürdü,
nah şu kadardı!..
geniş bir ev,
lüks bir araba,
hadi,
sevgilin olamadım senin...
keşke,
odanın kapısı olsaydım en azından...
odana her girip çıktığında,
kolumu tutardın benim!..
son zamanlar,
bir unutkanlıktır gidiyor bende...
kafamdaki gözlüğü saatlerce aradığım oluyor bazen,
her sabah çoraplarımı bulana kadar canım çıkıyor...
tüpün altını kaç defa açık bırakmışım,
anahtarı kaç defa içerde unutmuşum...
biz umutları kuşanarak yol aldık,
iflah olmaz hayallere...
sırtımızda çantamız vardı,
içinde vefaya sarılmış dostluk...
ve duası üstümüzde annemizin,
uğurlandık bu şehre,
biz ayrılırsak,
Türk Aile Yapısı,
toplumun etiği bozulur...
biz ayrılırsak,
şebeke suyuna fabrika atıkları karışır,
bitkilerin genetiği bozulur...
senden sonra,
hiç kimseye sen gibi koşamadım,
hiç kimseye sen gibi sarılamadım...
senden sonra,
hiç kimseye resim çizmedim,
hiç kimseye şiir karalamadım...
ah dostum!
bu bayram bir yere gidemedim.
bana bir türkü çağır da,
beni bir yerlere götürsün!..
memleketime götürsün mesela,
çocukluğuma...
bohçayı mohçayı boş ver,
al kitaplığını kaçalım bu şehirden!..
bu şehrin havası hem kirli hem nemli,
baksana vıcık vıcık oldum!..
bu şehirde insanlar için para aşktan daha önemli,
bu şehrin insanlarına gıcık oldum!..
bu şiiri ben sana yazdım.
umarım okursun,
umarım hoşlanırsın...
bu şiiri ben sana yazdım.
belki gölgesine sığınırsın,
belki duvarına yaslanırsın...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!