topraksın lâl ol Gönül
kalp bir paraymışız gibi baktılar yüzümüze
kırdılar döktüler incittiler
hâr düştü bahçemize
anla Gönül
Yollarına inci mercan döküle
Unut beni gayrı sen git güle güle
Nârına yandım döndüm de küle
Unut beni gayrı sen git güle güle
Ben bülbülüm gelir miyim tenzile
yuvanda beni fark ettin kaç zamandır
kanatlarını açarak bekledin uçmaya hazır
tüm göçmenlerin göç zamanıdır sanırım
ayrılık öncesi bu bakışları iyi tanırım
İçimin ırmağına akisleri düşünce eski günlerin
Kanatmaya başlarım gövdemin rüzgar yaralarını
Ne baba sevgisi gördüm
Ne şefkat elini annemin
Bu yüzden hep keder şiirleri yazar
tasalanma ey gönül misafirsin şu handa
gelir elbet acıların son bulduğu zamanda
sabredelim her tarafın viranda
yok dermanın şu yampiri cihanda
suskular boy verdi içimde
ara sıra duvarlarla dertleştim
yalan yok
aynalar kırıldı her şeyden önce
sonra dostlar kayboldu ardı sıra
seninle biz
aynı saksıda büyüyen
iki çiçektik
bir harfin harekesi
bir cümlenin
arda sıra gelen iki kelimesi
şiraz’dan kalkan bir çift güvercin
on sekiz çağımı getirsin benim
varsa dünyada lokman-ı hekim
bu ilkel ağrımı dindirsin benim
burada düz ikindi oralarda öğlen mi
Yürekte ılgıt ılgıt bir hasret
O gurbet elde kal ilel-ebet
Yazgının hükmüne temyiz yazılmaz
Kavilden cayanlar Cânan olamaz
Sıdkilen sarıldım ben o kavlime
bugün Pazar
ihtimal ki balkonundasın şu an
saçlarını tarazlayan bir rüzgâr var sokağında
hava soğuk
belki mutlusun
belki de hüzünlü ve mahzun




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!