zamanı değildi çekip gitmenin
beyaz bir ağıttır mevsim şimdi Alinda
kulaklarımda
eski bir yazdan kalma kelek sesleri
kıl bir çadırdan hatıra
aylardan Kasımdı sonuydu güzün
seninle yolum kesiştiği gün
saçların tütündü bir güldü yüzün
ruhuma damladı bu yaban hüzün
mevsimler yıllar geçti aradan
baharlar yaşadım
leylim leylim
etrafta börtü böcek kelebek
uyanırdı tabiat
çiçek çiçek renk renk
bir suydu hayat
şiraz’dan kalkan bir çift güvercin
on sekiz çağımı getirsin benim
varsa dünyada lokman-ı hekim
bu ilkel ağrımı dindirsin benim
burada düz ikindi oralarda öğlen mi
yolları aramıza engel diye sen koydun
kumlara “son kuşlar da öldüler” kitabını da
bir dut ağacı meyvesini tırpan zamanı verir
biliyordun
gelip otururdun gölgesine
Geçti öğlen, vakit dümdüz ikindi,
Dağlar gölgelendi, yollara akşam indi.
Şu fani dünyada, acep kaldı kaç günüm?
Yâ Râb!.. günahlarım için üzgünüm.
bir bahar sabahı sisli Marmara
benziyoruz seninle firâri martılara
vardık Yenikapı'ya yüzümüz mahmur
yanaştı iskeleye bir beyaz vapur
gözlerin esrarlı elinde valiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!