Ne güzel ozlemlerim var,
Bir görsen sende çok icerlenirsin;
Şöyle gelip otursan yanıma,
Demli bir çay kıvamında anlatsam sana.
Teline vurdukça ağlıyor sazım,
Kara kışa döndü baharım yazım,
Dinmiyor inan ki kalbimde sızım,
Bağrımda yanar tütersin yarim.
İkrarım var sana hiç unutmadım,
Tut elimden gönül, kalkta gidelim,
Hak'ka varamazsak yolda ölelim,
Turnaları seyran edip gülelim,
Gülemezsek ahu-figan edelim.
Ne anladık dosttan uzak bu elde,
Dışarda sarı bir sonbahar vardı,
Son bahar uğultuları camları yalardı.
Biz bağrışarak tartışıyorduk,
Sonbahar uğultusunu hiç duymuyorduk.
Bu nasıl darbeydi vurdun sırtımdan?
Söyle şimdi sana neler edeyim?
Gönül çiçeğimdin baba yurdumdun,
Söyle şimdi sana neler edeyim?
Dağlarını delip düzmü edeyim?
Bir bağa girdim ki güller dizili,
Güllerin her biri dünya güzeli,
Hele içlerinde birisi var ki;
Ne pembesi, beyazı ille Sarıgül
Güneş bile karşısında kararır,
Hülya’yı gördüm;
Aşk ile meşk ediyordu…
Çiçekli bir bahar bahçesiydi entarisi,
Gözleri güneşi getiriyordu karanlıklara.
İşte ben, ben geldim
Gözümün karası,gönlümün yarası
Beklemediğin işte ben.
Hani şu, gözüne bakınca gözü yaşaran,
Hani senin sesini duyduğunda kendini şaşıran,
Gecemde yıldızım, gündüz güneşim,
Bade-i şevk ile içtiğim sensin.
Yüce dağlar delip yolları açan,
Koluma kuvveti verenim sensin.
Dilim söyleten dediğim sensin,
Uğruna şiirler, şarkılar yazdığım,
Uykumda bile adını sayıkladığım,
Canımdan özge can sandığım,
Sen artık benim hiçbir şeyimsin.
Seninle olan her şeyi yok sayıyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!