Rüzgar gibi eserek,
Ceylan gibi sekerek,
Melek gibi gülerek,
Gel yavaş yavaş.
Güllerle dolsun yollar,
Nazlı nazlı gelir yarim dereden,
Kıskandım belini gümüş kemerden,
Hak nasip eylese sarsam belinden,
Coş ey deli gönül fadik geliyor;
Fadikin gelişi ömre değiyor.
Yıllar sonra uğradım baba yurduna,
Yamacına baharlar uğrayıp gitmiş.
Yemyeşil bahçelerde gül ağacının,
Yaprağına rüzgar dokunup gitmiş.
Sabah erken uyandım seher vaktinde,
Gittin;
Koca bir sevdayı acımadan yıkarak.
Gittin:
Bu son şiir de böyle yarım kalacak.
Her zaman olduğu gibi ben yine susacağım,
Bir rüzgar esip geçti gönlümden
Sevgimin çiçeği gülümden oldum
Ömrümün farkı yok şimdi çöllerden
Aslım, Şirinim, Leylamdan oldum
Baharlar eserdi saçın tarasa
Ellere bal bana acı olan sevdiğim,
Söyle bana yazık günah değil mi?
Seni böyle sevene verdiğin bu eza,
Söyle bana yazık günah değil mi?
Oturttum seni en büyük tahta,
Ezip geç unufak et,
Korkma ardından etmem şikayet,
Beni böyle terket,
Hadi git
Böyle zamansızca
Hallerimi sual eden ey nazlı dilber,
Açtığın yarama em (ilaç) yapıyorum.
Duydum ki bensizde çok mutluymuşsun,
Senli günlerime kin güdüyorum.
Demek ki kaderde ayrılıkta var,
Bileceksin arkadaş;
Yolcuysan yolları bileceksin,
Hanları bileceksin hancıysan,
Boşları değil doluyu bileceksin,
Mutlaka bileceksin insansan.
Kalem yazmaz kağıt söz tutmaz oldu bu gece
Yıldızlar kaybolmuş ay utancından kayıp bu gece
Aşılmaz yalçın o dağlar, geçit vermez o hırçın dağlar
Masum bir çocuk gibi ses çıkarmıyor yılgın bu gece
Yine bir baba vuruldu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!